Geri
İleri  

Espinosa ve Orozco: Yer çekimi ivmesi

31 Temmuz 2012'de Londra Su Sporları Merkezi'nde Paola Espinosa ve Alejandra Orozco neler yaşadı?

31 Temmuz 2012'de Londra Su Sporları Merkezi'nde Paola Espinosa ve Alejandra Orozco havuz başındaki jakuziden çıktılar, havluyla kurulandılar ve merkezin on metre yüksekliğindeki dalış platformuna çıkmak için üç merdiven tırmandılar. Birbiriyle uyumlu mavi Meksika mayolarının içinde sessizce olumlu mantralarını tekrarladılar: "Evet, yapabilirsin." "Bunu yapabilirsin." "Yaşasın."

İkili, sırtlarını havuza dönüp 1.54 metre ve 47 kiloluk benzer figürleriyle platformun ucuna yaklaştılar ve sadece ayak parmaklarıyla platformun kenarını kavradılar. Kalp atışlarını yavaşlatmak için her ikisi de gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı, havuz tahliye sesinin ve kalabalığın tezahüratlarının sona ermesini beklediler. Senkronize hareketlerini hayallerinde canlandırdılar, ardından Espinosa yüksek sesle saymaya başladı: "Bir, iki. Bir, iki." Ahenk içinde havaya sıçradılar, kalçalarını döndürmeden önce sola büküldüler, hızlı inişlerine başlarken mükemmel balıklama atlayışı yakalamak için bacakları ok gibi dümdüzdü.

Üç metrelik tramplenden ya da 10 metrelik platformdan gerçekleştirilen senkronize atlama, 1930'lu yıllardan beri dalış gösterilerinde ve su revülerinde sergileniyor olsa da 2000 yılında Olimpik bir spor dalı haline geldi. Rekabete dayalı bu sporda, beş farklı stilde eş zamanlı atlayış sergileyen iki sporcudan oluşan takımlar yer alıyor.

Bu stiller; öne, geriye, ileri-geri, ters ve burgulu atlamalardır.  Kadınlarda yarışlar her biri 11 hakem tarafından puanlanan beş tek atlamalı turdan oluşur. Üç hakem ilk sporcunun, üç hakem de ikinci sporcunun performansına odaklanır. Burada performanstan kasıt yaklaşma, havadaki hareketler ve suya giriştir. Diğer beş hakem ise ikilinin senkronizasyonunu değerlendirirken platformdan ileriye sıçrayış, sıçrama zamanı, yükseklik, senkronizasyon ve suya giriş gibi kriterleri gözden geçirir.

Her hakem 1'den 10'a kadar kendi puanını verir; en yüksek ve en düşük puanlar çıkarılarak kalan toplam atlamanın zorluk derecesiyle çarpılır.
Yer çekimi ivmesine göre (9.8 m/sn), bu ölçülmüş hareketler 10 metrelik kuleden havuza sadece bir anda gerçekleşir. Espinosa ve Orozco için bu, yaklaşık 25 yıllık antrenmanın göz açıp kapayıncaya kadar biten bu son atlamadan ibaret olması anlamına geliyor.

Bu ikilinin yaşça daha büyüğü olan Espinosa, 1985 yılında Meksika'nın Baja California Sur eyaletinin başkenti La Paz'da dünyaya geldi. Sporcu anne-babanın ilk kızları olan Espinosa üç yaşındayken önce jimnastikle, daha sonra da baba sporu yüzme ile tanıştı ama ikisiyle de ilişkisi uzun ömürlü olmadı.

Beş yaşına geldiğinde dalış sporunu denedi. "İlk başta çok korkmuştum," diyor Espinosa ve devam ediyor, "Fakat altı yaşımda girdiğim ilk yarışmamda ikinci oldum ve kazanmak istedim. İşte her şey böyle başladı." Bir sene sonra televizyonda Barselona Yarışlarını izleyen Espinosa madalya kazanmayı kendine hedef olarak belirledi. Ailesinin desteğini arkasına alan 11 yaşındaki Espinosa, Meksika Olimpiyat Komitesi'nin kendi programını öğretme daveti üzerine hayallerinin peşinden giderek tek başına Mexico City'ye taşındı.

Annesi Irma Josefina Sanchez Davila'ya göre sporcunun yoğun kararlılığı ve dikkati daha doğmadan önce bile belliydi. Davila Espinosa'ya hamileyken doktorlar ona vücudundaki tümörün ya onu ya da bebeğini öldürebileceğini söylemişti. Fakat ikisi de ölüme direndi. Davila'ya göre bunun nedeni Paola'nın bir savaşçı olmasıydı ve erkenden karşılaştığı bu testin kızının içindeki gücü geliştirdiğine inanıyor.
Genleri ne kadar kararlıysa, Mexico City'ye taşındıktan sonra Espinosa da kendinden büyük rakiplerini yenmeye başlamıştı.

Bu dönemde, tramplen yerine 10 metrelik platforma odaklanmayı seçti çünkü bu kategoride daha az kadın yarışmacı vardı. Espinosa sekiz sene sonra, Atina'da düzenlenen senkronize 10 metre platform yarışmasında ülkesini temsil etti. İlk madalyası olan bronz madalyayı 2008 yılındaki Pekin Oyunlarında kazandı ve bu başarısı onun için hem sevindirici hem de motive edici oldu. "Bu ödül daha da çok pratik yapmak istememi sağladı. Daha çok kazanmak ve en iyisi olmak istedim" diyor sporcu.

Espinosa tramplene çıkarken Orozco da tahtanın üzerine çıkıyordu. Guadalajara'da 1997 yılında dünyaya gelen Orozco, yerel spor merkezine 10 yaşındayken yaptığı ziyaret esnasında dalış sporunu keşfetti ve bir platformdan sıçrayarak havuza atlama fikrinden büyülenmişti. Merkezdeki eğitmen bu genç yeteneği hemen fark etti. "Antrenörüm bana 'Şimdi çıkıp şu dalışı yapmanı istiyorum' derdi." diye anlatıyor Orozco. "Ben de dediğini yapardım. Sanırım bende gördükleri de buydu: diğer kızların yapmayacaklarını yapma arzusu."

Bu cüretk,r davranış Orozco'nun karşılaşmalarda zafer kazanmasına ve antrenörünün söylediklerinin doğru olduğuna inanmasına yol açtı - belki de bu spor dalında başarıya ulaşabilirdi. Birkaç yıl sonrasında idolü olan Espinosa ona 10 metrelik yarışta partnerlik teklif ettiğinde yeteneğini sınama şansını buldu. Orozco için bu teklif rüyalarının gerçekleşmesi anlamına geliyordu. Ona göre Paola başka bir seviyedeydi fakat ona güveniyordu ve aynı zamanda özgüven aşılıyordu.

Londra'ya dönecek olursak, Espinosa ve Orozco aynı anda dönüş yapıp kıvrılıyor ve parende atıyor, havuzun yüzeyinde aynı anda hareket ediyorlardı. Toplam 343,24 puan üzerinden 8 ve 8,5 puan aldılar ve gümüş madalyayı garantilediler. Böylece Espinosa iki olimpik madalya kazanan iki kadın Meksikalı sporcudan biri oldu ve o yıllarda 15 yaşında olan Orozco Meksika'nın en genç yaşta madalya kazanan sporcusu unvanını aldı. Yarışma sonrasında yapılan bir röportajda Orozco rahat gülümsemesiyle belirginleşen gamzeleri ve kısık gözleri ile ülkesine kendisine verilen destekten dolayı teşekkürlerini sunarken sevincini ortaya koyuyordu.

O günden dört yıl sonrasına bakıldığında Orozco'nun heyecanını biraz yitirdiği fark ediliyordu. "Oldukça zor bir süreçti, hayalimi gerçekleştirdim ve idolüm olan kişiyle birlikte madalya kazandım ve bunu öyle genç bir yaşta başardım ki bir süre bunun ne demek olduğunu algılayamadım bile. Paola'ya tüm yaşamım boyunca hayran olduğum için bu benim için mükemmel bir deneyimdi. Sonra kendi kendime, 'Tamam, şimdi sırada ne var?' diye sordum" diyor Orozco.

Espinosa ise bu esnada eve döndü ve orada beklenmedik bir sınavdan geçti. "Londra'dan sonra eve dönmek ve normal bir aile kızı olmak istedim." diyor Espinosa. Fakat en büyük hayranı olan babası öldüğünde geleceğini sorgulamaya başladı. Annesinin ve kız kardeşinin desteği Espinosa'nın dalma hırsını tekrar fark etmesine sebep oldu ve Rio'da yarışmaya karar verdi. "İstediğiniz ve arzu ettiğiniz şey arasında fark vardır." diye açıkladı ve arzularının onun için daha ağır bastığını sözlerine ekledi. 

Espinosa Meksika'ya döndükten sonra yeni hedefine ulaşması için yardım istemek amacıyla Pedro Ignacio Gata Cruz ile irtibata geçti. Tanınan bir antrenör ve spor fiziği profesörü olan Cruz 2006 yılında Meksika'dan Küba'ya taşınmıştı. 2012 oyunları için Meksika Tekvando Federasyonu ve sporcuları ile çalışması nedeniyle Espinosa'nın dikkatini çekti ve onun için dayanıklılığı ve kas patlamasını arttıran aerobik egzersizlere odaklanan yeni bir eğitim rejimi geliştirdi. Espinosa "Dalmak için güçlü olman lazım, çok güçlü olman lazım" diyor ve devam ediyor, "Bunun pek çok nedeni var. Dalış yapanlar farklı vücutlara ve farklı dayanıklılıklara sahiptir. Dalış yapan birinin sahip olması gereken prototip bir vücut yoktur."

Espinosa geleceğe doğru bakarken Orozco sadece düzgün bir biçimde ifade edilen yeni rüyayı yakalamakla kalmadı; aynı zamanda yaşadığı fiziksel değişim ile ergenlik çağından yetişkinlik çağına geçti. Yerçekimi merkezi önemli bir ölçüde çiftin başarılarının köşe taşı olan eski senkronizasyonlarına meydan okuyarak değişti. İkisinin de yaşadığı zorluklarının kanıtı 2014 yılında takım olarak kritik bir uluslararası yarışmada altıncı gelince kendini gösterdi. Yaşadığı yolculuğa yorum yapan Orozco, "Madalya taşımak sırtınızda bir yük. Benden beklentileri olan birçok insan var. Onlar, daha fazlasını kazanmak zorunda olduğumu düşünüyor" diyor.

Altıncı gelmelerinden kısa bir süre sonra Orozco, Espinosa ile günlük eğitimine Centro Acuatico Ceforma'da devam edebileceği Mexico City'e taşındı. Güney Mexico City'de yer alan merkez, şehir merkezinden araba ile 30 dakika uzaklıkta ve Pumas futbol takımının ev stadyumunu biraz geçince yer alıyor, etrafında kıvrımlı yollar, kurumsal merkez binalar ve sayısız parklar ve onu çevreleyen uzak mavi dağlar var. Ceforma 1968 oyunları için inşa edilmiş ve hala o çağın etkilerini taşıyor. Altın sarısı duvarları, ateş kırmızısı çatı kirişleri ve kobalt mavisi dalış platformları grafik çizgileri oluşturuyor ve bunlar da üç olimpik havuzu çevreliyor. Espinosa'nın havalanmadan önceki anını gösteren büyük boy afişi en uzaktaki duvarı süslüyor. Yükselen pencereler içeriyi doğal ışık ile aydınlatırken aynı zamanda bitişikteki futbol sahasını, yerel renklerdeki – nane yeşili, açık azur rengi ve kerpiç-bakır rengi – apartman bloklarını ve tako büfeleri ile mango tırlarının olduğu kaldırımları da ortaya seriyor.



Merkezin içinde, atlama havuzunun arkasında, Ceforma'nın elit dalış itibarını pekiştiren atletler için ayrılmış bir oda, ana renklerden matlarla kaplı ve Espinosa'nın ülkenin en popüler kadın atletlerinden biri olarak statüsünü vurgulayan bir bayrak taşıyor. Jimnastik salonunun bir yanında, dalıcıların akrobatik becerilerini mükemmelleştirmelerine yardımcı olmak için zemin seviyesindeki tramplenlerle kayışlar bir araya getirilmiş. Diğer yanda, atletler yerden zıplayıp, 360 derece dönüp, yere inmeden önce bacaklarını tutup ayak parmaklarını doğrulturken çeşitli matlar onlara yastıklık yapıyor. Köpük bloklarla dolu ve üzerinde sıçrama tahtası olan bir çukur, onları rekabet simülasyonunu bir adım daha öteye götürmeye davet ediyor.

Geçen sekiz buçuk ay boyunca, Espinosa ve Orozco bu alanda bir araya geldi. Haftada beş altı gün, kuru oda çalışmasını dalışla dengeliyorlar ve sürekli Meksika Takımı'nın dalış koçu olan Ma Jin'in gözleri üzerlerinde. Aslen Çinli olan Jin, 2005 yılından beri takımla çalışıyor ve takımın tekniğini, hassasiyetini, gücünü ve dünya sahnesinde genel performansını artıran katkıları nedeniyle ülkede bir kahraman olarak görülüyor. İkili ayrıca haftada beş gün Cruz'la çalışıyor. Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri ağırlık çalışıyorlar. İkili Salı ve Perşembe günleri dayanıklılık eğitimine geçiyor ve kaslardaki yırtıkların daha hızlı geçmesini sağlayan kardiyo çalışıyor. Enerjilerini korumak için, sınırsız ama protein ve aminoasitler açısından zengin olan bir diyete güveniyorlar. Yemekleri deniz ürünlerinden besleyici tozlara ve sandviç ekmeğinde tamaleler olan, yerel ve lezzetiyle kötü şöhret kazanmış tortas de tamala kadar uzanıyor.



Bu son derece dengeli ama kolay tüketilen diyet, Espinosa ve Orozco'non genel yaklaşımını yansıtıyor. İşlerini fazlasıyla ciddiye alıyorlar ama ağırbaşlı anlardan sonra neşe geliyor ve yaşı daha büyük olan dalışçı çoğu zaman partnerini kikirdemelerini bitirmeye teşvik ediyor ve ikilinin yin-yang kişilikleri ve aralarındaki yaş farkı da böylece ortaya çıkıyor.
Espinosa "Çok farklıyız," diyerek teyit ediyor. "Ben kararlı ve agresifim. Ale daha içedönük. Ben hep şaka yapıyorum. Daha güçlü bir karakterim var. Belki bu yüzden arada bir başım derde giriyor; ama ben böyleyim. Hiçbir şeye kafayı takmam. Her şeyi olacağına bırakır ve yola devam ederim."

İki dalışçı da, her tür görüş ayrılığını uzlaşmayla bitirmenin anahtarının diyalog olduğunu söylüyor. Orozco, "İyi iletişim çok önemli ve o bir saniyelik dalış dışında iyi bir ilişki olması ve gerçek iletişim, o bir saniyeden daha önemli. Paola kardeşim gibi" diyor.

Tüm değişkenleriyle birlikte, denklem görünüşe göre meyvesini veriyor. Senkronlarını bozmak yerine, Espinosa ve Orozco'nun fiziksel farkları ikilinin kendi güçlerini dengeliyor. Espinosa açıklıyor: "Ale benden birazcık daha uzun ama ben doğal şekilde biraz daha yükseğe zıplıyorum ve onunla havada buluşuyorum."

Espinosa ve Orozco 2015 Pan Amerikan Oyunları'nı üçüncülükle tamamladı ve ülkelerinin podyuma çıkmak ve kazanmak için en önemli şansı olan bu yazı beklerken ikilinin kararlı ilerlemesi onlara güç veriyor. Bu yaz dört yıl daha özveride bulunup, o iki saniyeden bir an daha uzun dalışa emek vermeye odaklanacaklar. Ama Espinosa ve Orozco için, heyecan her zaman altından önce geliyor.

Orozco, "Tehlikeli. O korkuyu ve adrenalini çok seviyorum" diyor. Platforma giden merdivenleri çıkarken korku, endişe, güvensizlik hissediyorsun," diye ekliyor Espinosa. "Ama atlamadan önce bir saniye var; o saniyede kendine bir yakınlık hissediyorsun. Kendini nasıl idare edeceğini biliyorsun; kendini kontrol edebilirsin. Ben en çok o anı seviyorum: Kelebekleri seviyorum."



✍ AVRUPA'DA GERÇEKLEŞEN O BOMBA TRANSFER! HERKES ŞU ANDA BUNU KONUŞUYOR! 🫵 👉 BURADA
amp-next-page separator