Fotomaç yazarı Sinan Vardar, Beşiktaş ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İşte Vardar'ın "Başarının gerçekleri" başlıklı o yazısı...
Geçtiğimiz hafta, epey bir zamanın ardından Beşiktaş Kulübü'nü ziyaret ettim. Ahmet Nur Çebi başkanlığındaki yöneticiler, Mesut Urgancılar, Adnan Dalgakıran ve birlikte yöneticilik yaptığım arkadaşım Adnan Demir beni nezaketle karşıladılar. Kulübün kozmik odasında kulübün bilhassa ekonomisiyle ilgili güzel bir sohbet yaptık. Kulübün nasıl ekonomik bir durumda olduğunu kendi gözlerimle şahit oldum. Bir Türk lirasının bile nasıl hesabını yaptıklarını, nasıl bir enkazın üzerine geldiklerini hayretle izledim. Bu değerli arkadaşların kulübü darboğazdan çıkarmak için nasıl bir mücadele içinde olduklarına bizzat şahit oldum.
Sayın Başkan ve kurmaylarının sportif olarak da Sergen Yalçın'ı seçmeleri bence çok büyük bir reformdu. Tabii böyle bir kadro oluşumunda danıştığı kişilerden biri de Avrupa'da futbolcu araştırmasında en önde olan Pablo Longoria'nın da büyük rolü oynadığı bir gerçek. Hatta Çebi onu scouting de başına getirmek istedi, Longaria Fransa'nın Marsilya Kulübü'ne başkan oldu.
Teknik Direktör Sergen Yalçın'ı bir kez daha kutluyorum. Balotelli ve Hulk rüzgarları eserken o karşı geldi ve tercihini Cenk Tosun'dan yana kullandı. Doğrusu Sergen Hoca kısıtlı bütçeyle çok doğru tercihler yaptı. Burada doğru transfer hamleleri yaptıran yönetici Erdal Torunoğulları'nın da hakkını yememek gerekir.
Özetle Sayın Çebi, birçok kişiden fikir alarak Sergen Yalçın'ın da onayıyla mükemmel bir kadro kurdu. Altyapıya da yönetici olarak Fırat Fidan'ın getirilmesi doğru tercih oldu. Fırat kardeşim de Beşiktaş'ta benim bir dönem BEFAM'ı kurduğum gibi çok değerli arkadaşlarını yanına aldı.
Başkan, Sergen Hoca ve Fidan'ın, BEFAM'ı kurarken göreve getirdiğim Mehmet Ekşi'yi profesyonel olarak altyapının başına getirmeleri Bu doğru kararı da alkışlıyorum. Dileğim altyapıdan yeni Necip, Atınç, Ersin, Rıdvan gibi yıldızların fışkırması.
Geçtiğimiz hafta bir radyo programını dinlerken futbol dünyasında inandığım menajerlerden Mithat Halis teknik direktör Giray Bulak'tan övgüyle bahsetti. Özkan Sümer ekolünden gelen, yıllardır ülkemizde teknik direktörlük yapan Giray, Trabzonspor'da bir dönem Sümer'in yardımcılığını ve scoutliğini yaparak Avrupa'da futbolcu izlemeye çıkmış. Bakın şimdi Trabzonspor'a o dönem kimleri teklif etmiş? Norveç'te Carew'i izlemiş ve raporlamış. İsveç'e geçerek o zaman ikinci ligde oynayan İbrahimovic ve Elmander'i Trabzonspor'a raporlamış. Giray kardeşimi bu araştırmacı ruhu, gençlere olan güveni ve kendini sürekli yenilemesi nedeniyle çok beğeniyorum. Ama şu anda Giray hiçbir takımın başında değil. Bir sezonda 5 teknik adam değiştiren kulüp başkanlarının Giray'ın farkında olmaması çok garip değil mi?