NBA takas son tarihinin olduğu dün geceden önceki hafta, özellikle Pazar gecesi sonra hızlanan takas döneminde bazı takımların yönetimde verdiği düzgün kararlara bağlı olarak doğru hamleler, bazı takımlar için de tam tersi geçerli oldu.
Bu dönemden k,rlı ve zararlı çıkan 3 takımı kısaca açıklamak gerekirsek;
KAYBEDENLER
Sacramento Kings:
Bu durumu nereden anlatmaya başlasak yeterli olur hiç bilemiyoruz. O yüzden en doğru şekilde yazıya dökmeye çalışacağız. Kings ekibi, başında yer alan Vivek Ranadive, yönetici Vlade Divac ile öyle kötü günler geçiriyor ki, bundan önceki en iyi dönemleri resmen 2000'li yıllar başındaki Los Angeles Lakers karşısında konferans finali oynadıkları dönem oldu.
2006'dan beri playoff yüzü göremeyen Kings'in Cousins'la olan durumu az çok herkes tarafından biliniyordu. Başta geçen sezon George Karl ile yaşanan sıkıntıları, bu yılın draftında yapılan seçim sonrası 'Ya rab bana güç ver' diye tweet atması, Sac Bee gazetesinden bir köşe yazarını karşısına alıp tehdit etmesi, teknik faulleri bir bir sıralaması, takımda bulunduğu 6 yılda takım sahibinin değişmesi, ön ofisin iki kere değişmesi, ve 5 KOÇ değişmesi...
Cousins'ın bu durumlara rağmen süperstar seviyesinde performans sürdürmeye devam edişi... Sadece Boogie döneminde değil, bundan önceki son 10 yıla baktığımızda Kings'in seçtiği tüm lotarya seçimleri, Cousins dışında hiçbir işe yaramış seçimler değil. Yani 'Cousins sinirli, kimseyle anlaşamıyor' demeden önce, içinde bulunduğu binanın durumuna da bakmak lazım.
Divac'ın Cousins'ı takaslamadan 10 gün kadar önce kendisini takaslamayacağını söylemesi ve buna rağmen takaslaması, Vivek Ranadive'in Cousins'ın karşılığında aldığı Buddy Hield'ı 'Steph Curry potansiyelinde' görüşü, Boogie'nin karşılığında Hield dışında Tyreke Evans, Langston Galloway ve iki draft seçimi gibi şaka gibi takas seçimlerinin gerçekleşmesi. Bu draftın en büyük kaybedeni Kings'ten başkası olamaz. Hield, 4 senelik bir Oklahoma Üniversitesi guardıydı ve 23 yaşında bir çaylak. Öncelikle demek lazım ki, 'Steph Curry' kadar iyi olsaydı, o kolejde 4 sene kalmayacağını hepimiz tahmin edebilirdik. Bir guard olarak, yalnızca 2 asist ortalaması yakalamış bir oyuncu ve tavan olarak Curry kadarını vaad de etmiyor. Lakin, Curry de lige girdiğinde bugünkü Curry'yi vaad etmiyordu.
Philadelphia 76ers:
En çok Jahlil Okafor'un gönderileceğine dair takas dedikodularına rağmen, sürpriz bir şekilde Nerlens Noel gibi genç ve savunma tarafında iş görebilecek bir oyuncu gönderilmiş oldu. Üstelik en büyük üçlük ve skor katkısı buldukları isimlerinden biri Ersan'ı gönderdiler. Philadelphia, şu anda Jahlil Okafor'dan daha iyi olan Noel'i hem düşük bir değer karşılığnda gönderdi, (Sezon başından beri dikiş tutturamamış ve büyük ihtimalle serbest bırakılacak Andrew Bogut, ileride ne olacağı bilinmeyen Justin Anderson ve ilk 18 korumalı draft hakkı). Burada zaten kazananlar tarafında otomatikman Dallas Mavericks de yer almış oluyor. Aynı zamanda Philly, değerli olabilecek genç oyuncusunu göndermesinin yanısıra, kadrosunda istemediği Okafor'u da hala kadrosunda tuttu.
New York Knicks:
Belki de bu sezon vermiş olabilecekleri en mantıklı karardan biri olabilecek Derrick Rose - Ricky Rubio takası, Wolves ekibinin reddiyle iptal oldu. Bu takasın gerçekleşmesiyle birlikte, NYK potaya daldığında kafasını kaldırmayan Rose yerine sadece top dağıtmaya odaklı Rubio'ya sahip olabilirdi. Burada kaybeden konumuna düşmelerinin sebebi bunu zorlamak için yeterli adım atmamış olmaları.
KAZANANLAR
New Orleans Pelicans:
Rüzgarda kendi halinde savrulan bir takımken, resmen havadan kendilerine bir DeMarcus Cousins, yani ligin en iyi pivotu düştü. Ligteki diğer takımların belki de daha iyi bir takas yapabileceği bir ortamda resmen şanslarını deneyen ve bunda piyangoyu tutturan Pelicans, ligin belki de en iyi ön-saha oyuncularına sahip oldu. Anthony Davis ile birlikte benzer bir oyun ortaya koysalar da, birbirlerini tamamlayacakları noktalar da fazla. Özellikle ikisinin de dışardan şut bulabilmesi, alan paylaşımını iyi yapabilmeleri, boyalı alanı ribaundlarla domine edebilecekleri gerçeği, sadece etkili olabileceklerine dair küçük örnekler. Tabii ki bundan fazlası da olacaktır. Pelicans, Divac'ın kötü yönetimi ve aceleciliğinin fırsatını iyi kullanmış oldu ve başarıya ulaştı.
Dallas Mavericks:
Takımın ufaktan ufaktan hız kazandığı şu bölümde pota altına genç ve yetenekli bir Nerlens Noel aldılar, üstelik karşılığında gerçekten ihtiyaçları olmayan parçalardan kurtuldular. Andrew Bogut sezon başında zaten ayrılacağını açıklamıştı, Justin Anderson kadroda hiç yer bulamıyordu ve bunun yanında da ilk 18 korumalı bir draft hakkı gitti. Dallas burada kazanan noktada oldu.
Toronto Raptors:
Resmen en gerekli noktalara en iyi parçaları eklemiş oldular. Baştan beri Orlando Magic'te ne işi olduğu bilinmeyen (Uzun yoğunluğundan dolayı) Ibaka, şimdi dışarıdan şut bulabilecek uzun ihtiyacını bir nebze karşılamış oldu. Eski çabukluğunda olmasa da, Serge Toronto'nun tam olarak ihtiyacı olan bir isimdi. Pivot oyuncular olsalar da Jonas Valanciunas ve Jared Sullinger, Ibaka'nın şut menziline sahip değiller ve bu alanda Raptors ekibinin çektiği belli bir sıkıntı vardı. Aynı zamanda sadece Ibaka değil, son günde gelen PJ Tucker takasıyla da dış savunmalarına ve belli bir oranda skor eklemelerine katkıda bulundular. Toronto bu takas döneminin en verimli işini başardı diyebiliriz. (NOLA ile birlikte)
YAZI: DOĞUŞ ÇİFTÇİ
Bu dönemden k,rlı ve zararlı çıkan 3 takımı kısaca açıklamak gerekirsek;
KAYBEDENLER
Sacramento Kings:
Bu durumu nereden anlatmaya başlasak yeterli olur hiç bilemiyoruz. O yüzden en doğru şekilde yazıya dökmeye çalışacağız. Kings ekibi, başında yer alan Vivek Ranadive, yönetici Vlade Divac ile öyle kötü günler geçiriyor ki, bundan önceki en iyi dönemleri resmen 2000'li yıllar başındaki Los Angeles Lakers karşısında konferans finali oynadıkları dönem oldu.
2006'dan beri playoff yüzü göremeyen Kings'in Cousins'la olan durumu az çok herkes tarafından biliniyordu. Başta geçen sezon George Karl ile yaşanan sıkıntıları, bu yılın draftında yapılan seçim sonrası 'Ya rab bana güç ver' diye tweet atması, Sac Bee gazetesinden bir köşe yazarını karşısına alıp tehdit etmesi, teknik faulleri bir bir sıralaması, takımda bulunduğu 6 yılda takım sahibinin değişmesi, ön ofisin iki kere değişmesi, ve 5 KOÇ değişmesi...
Cousins'ın bu durumlara rağmen süperstar seviyesinde performans sürdürmeye devam edişi... Sadece Boogie döneminde değil, bundan önceki son 10 yıla baktığımızda Kings'in seçtiği tüm lotarya seçimleri, Cousins dışında hiçbir işe yaramış seçimler değil. Yani 'Cousins sinirli, kimseyle anlaşamıyor' demeden önce, içinde bulunduğu binanın durumuna da bakmak lazım.
Divac'ın Cousins'ı takaslamadan 10 gün kadar önce kendisini takaslamayacağını söylemesi ve buna rağmen takaslaması, Vivek Ranadive'in Cousins'ın karşılığında aldığı Buddy Hield'ı 'Steph Curry potansiyelinde' görüşü, Boogie'nin karşılığında Hield dışında Tyreke Evans, Langston Galloway ve iki draft seçimi gibi şaka gibi takas seçimlerinin gerçekleşmesi. Bu draftın en büyük kaybedeni Kings'ten başkası olamaz. Hield, 4 senelik bir Oklahoma Üniversitesi guardıydı ve 23 yaşında bir çaylak. Öncelikle demek lazım ki, 'Steph Curry' kadar iyi olsaydı, o kolejde 4 sene kalmayacağını hepimiz tahmin edebilirdik. Bir guard olarak, yalnızca 2 asist ortalaması yakalamış bir oyuncu ve tavan olarak Curry kadarını vaad de etmiyor. Lakin, Curry de lige girdiğinde bugünkü Curry'yi vaad etmiyordu.
Philadelphia 76ers:
En çok Jahlil Okafor'un gönderileceğine dair takas dedikodularına rağmen, sürpriz bir şekilde Nerlens Noel gibi genç ve savunma tarafında iş görebilecek bir oyuncu gönderilmiş oldu. Üstelik en büyük üçlük ve skor katkısı buldukları isimlerinden biri Ersan'ı gönderdiler. Philadelphia, şu anda Jahlil Okafor'dan daha iyi olan Noel'i hem düşük bir değer karşılığnda gönderdi, (Sezon başından beri dikiş tutturamamış ve büyük ihtimalle serbest bırakılacak Andrew Bogut, ileride ne olacağı bilinmeyen Justin Anderson ve ilk 18 korumalı draft hakkı). Burada zaten kazananlar tarafında otomatikman Dallas Mavericks de yer almış oluyor. Aynı zamanda Philly, değerli olabilecek genç oyuncusunu göndermesinin yanısıra, kadrosunda istemediği Okafor'u da hala kadrosunda tuttu.
New York Knicks:
Belki de bu sezon vermiş olabilecekleri en mantıklı karardan biri olabilecek Derrick Rose - Ricky Rubio takası, Wolves ekibinin reddiyle iptal oldu. Bu takasın gerçekleşmesiyle birlikte, NYK potaya daldığında kafasını kaldırmayan Rose yerine sadece top dağıtmaya odaklı Rubio'ya sahip olabilirdi. Burada kaybeden konumuna düşmelerinin sebebi bunu zorlamak için yeterli adım atmamış olmaları.
KAZANANLAR
New Orleans Pelicans:
Rüzgarda kendi halinde savrulan bir takımken, resmen havadan kendilerine bir DeMarcus Cousins, yani ligin en iyi pivotu düştü. Ligteki diğer takımların belki de daha iyi bir takas yapabileceği bir ortamda resmen şanslarını deneyen ve bunda piyangoyu tutturan Pelicans, ligin belki de en iyi ön-saha oyuncularına sahip oldu. Anthony Davis ile birlikte benzer bir oyun ortaya koysalar da, birbirlerini tamamlayacakları noktalar da fazla. Özellikle ikisinin de dışardan şut bulabilmesi, alan paylaşımını iyi yapabilmeleri, boyalı alanı ribaundlarla domine edebilecekleri gerçeği, sadece etkili olabileceklerine dair küçük örnekler. Tabii ki bundan fazlası da olacaktır. Pelicans, Divac'ın kötü yönetimi ve aceleciliğinin fırsatını iyi kullanmış oldu ve başarıya ulaştı.
Dallas Mavericks:
Takımın ufaktan ufaktan hız kazandığı şu bölümde pota altına genç ve yetenekli bir Nerlens Noel aldılar, üstelik karşılığında gerçekten ihtiyaçları olmayan parçalardan kurtuldular. Andrew Bogut sezon başında zaten ayrılacağını açıklamıştı, Justin Anderson kadroda hiç yer bulamıyordu ve bunun yanında da ilk 18 korumalı bir draft hakkı gitti. Dallas burada kazanan noktada oldu.
Toronto Raptors:
Resmen en gerekli noktalara en iyi parçaları eklemiş oldular. Baştan beri Orlando Magic'te ne işi olduğu bilinmeyen (Uzun yoğunluğundan dolayı) Ibaka, şimdi dışarıdan şut bulabilecek uzun ihtiyacını bir nebze karşılamış oldu. Eski çabukluğunda olmasa da, Serge Toronto'nun tam olarak ihtiyacı olan bir isimdi. Pivot oyuncular olsalar da Jonas Valanciunas ve Jared Sullinger, Ibaka'nın şut menziline sahip değiller ve bu alanda Raptors ekibinin çektiği belli bir sıkıntı vardı. Aynı zamanda sadece Ibaka değil, son günde gelen PJ Tucker takasıyla da dış savunmalarına ve belli bir oranda skor eklemelerine katkıda bulundular. Toronto bu takas döneminin en verimli işini başardı diyebiliriz. (NOLA ile birlikte)
YAZI: DOĞUŞ ÇİFTÇİ