West Ham United'daki görevine son verilen Slaven Bilic, basketbola olan sevgisini verdiği bir röportajda anlattı.
Yugoslavya ve Hırvatistan'ın basketbol geleneğinden, efsane oyuncu Drazen Petrovic'ten ve NBA'de Avrupalı oyuncuların artmasından konuşan Bilic, soruları şu şekilde yanıtladı:
Slaven, sen önceden Yugoslavya sınırları içinde olan fakat şimdi Hırvatistan'da yer alan Split şehrinde doğdun. Bu ülkelerin o zaman da basketbol gelenekleri harikaydı...
"1990'lı yıllarda NBA'de çok yabancı oyuncu yokken, Hırvatistan'ın Split şehrinden NBA'e dünyanın kalanından daha fazla oyuncu gitmişti. Galiba 5 veya 6 tane vardı. Toni Kukoc, Drazen Petrovic, Dino Rada, Stojko Verankovic ve Zan Tabak. Bunların hepsi aynı yerden çıkmıştı.
Eskiden Yugoslavya'dayken, çok büyük basketbol kültürü ve geleneğimiz vardı, inanılmazdı. Şimdi bile, Hırvatistan iyi durumda, Sırbistan ve Slovenya da iyi ve NBA'e birkaç oyuncu gönderdiler.
80'li yılların sonlarında ve 90'lı yılların başlarında, NBA'de Sırp oyuncular da bulunuyordu - Vlade Divac, Halilovic, Paspac ve Peja Stojakovic. Üstelik üçlük atabilen oyunculardı da!
Hepimiz boy olarak uzun insanlarız ve takım oyunlarında da iyiyiz. NBA'de şu anda 3 tane Hırvat oyuncu var - Brooklyn Nets'te Bojan Bogdanovic, Orlando Magic'te Mario Hezonja ve Indiana Pacers'ta da Damjan Rudej. Şu anda da NBA draftında 2014'te yükseklerden seçilen Dario Saric'i konuşuyorlardı. Şu anda kendisi Türkiye'de oynuyor. Bu konuda geleneğimiz iyidir."
Hırvatistan'ın gelmiş geçmiş en iyi basketbolcusu Drazen Petrovic'ten 4 yıl sonra doğmuştun. Petrovic İspanya'da Real Madrid'de yükselmeden önce kendi şehri Sibenka'da ve Cibona'da forma giymişti. Ondan sonra da NBA'de Portland Trail Blazers ve New Jersey Nets'te.
Drazen 1993 yılında 28 yaşındayken Almanya'da yaptığı trafik kazasında hayatını kaybetmişti, ama muhtemelen sende onun kariyerinden ve Hırvatistan basketbolunda yarattığı harikalardan anılar vardır...
"Drazen harikaydı, çünkü kendini göstermek istiyordu. İnanılmazdı. O trafik kazasında öldüğünde, kendisinin 7/24 üzerinde çalıştığı basketbolla uğraşan gençler için bir rol modeliydi.
Sibenka'da oynarken çok farklı bir oyuncuydu, sonra Sabona, Real Madrid, Portland ve New Jersey'de de. Cılız bir oyuncuydu falan ama, 1989 yılındaki FIBA Avrupa Kupası finalinde Real Madrid'de oynarken 62 sayı atmışlığı vardı.
Ölmeye yakın zamanlarında kendisi yükselişteydi ve bizler onun All-Star olmasını umuyorduk. Portland zamanlarında önünde Clyde Drexler ve Terry Porter olduğu için çok süre alamıyordu ama Nets'teyken gerçekten parlamıştı."
San Antonio Spurs'ün başarılı koçu Gregg Popovich Sırp bir babanın ve Hırvat bir annenin çocuğu olarak ABD'de doğmuştu ve köklerinin onun için ne kadar önemli olduğu hep konuşulurdu. Buna rağmen, NBA'de hala Avrupalı bir koç bulunmuyor. Bu senin değişmesini görmek istediğin bir durum mu?
"Gregg Popovich'le hiç tanışmadım, ama kendisi hakkında röportajları okuyup izlediğim için Hırvat kökleri olduğunu biliyorum. Türkiye'de olduğum zamanlarda San Antonio Spurs'le birlikte Fenerbahçe'ye karşı oynamak için gelmişti.
Futbol ve basketbol arasındaki koçluk benzerliklerini daha önce konuşmuşluğum var, ama NBA'den çok Avrupa basketbolu üzerineydi. NBA'de Avrupalı koçlar da olmalı. İtalyan koç Ettore Messina ben Lokomotiv'deyken CSKA Moskova'daydı ve 4 kez Euroleague şampiyonluğu kazanmıştı.
Hırvatistan'da da iyi koçlarımız var fakat beni en çok etkileyen Fenerbahçe'nin koçu Zeljko Obradovic. 8 Euroleague şampiyonluğu inanılmaz bir şey. Aynı zamanda düzinelerce yerli liglerde kazandığı kupalar da var.
Herhangi bir sporda bu kadar domine edebilen başka biri gördüğüme emin değilim. Guardiola, Ancelotti, Mourinho ve Ferguson hiçbir şekilde Obradovic'in yanına bile yaklaşamaz, nereye giderse kazanıyor!"
Yugoslavya ve Hırvatistan'ın basketbol geleneğinden, efsane oyuncu Drazen Petrovic'ten ve NBA'de Avrupalı oyuncuların artmasından konuşan Bilic, soruları şu şekilde yanıtladı:
Slaven, sen önceden Yugoslavya sınırları içinde olan fakat şimdi Hırvatistan'da yer alan Split şehrinde doğdun. Bu ülkelerin o zaman da basketbol gelenekleri harikaydı...
"1990'lı yıllarda NBA'de çok yabancı oyuncu yokken, Hırvatistan'ın Split şehrinden NBA'e dünyanın kalanından daha fazla oyuncu gitmişti. Galiba 5 veya 6 tane vardı. Toni Kukoc, Drazen Petrovic, Dino Rada, Stojko Verankovic ve Zan Tabak. Bunların hepsi aynı yerden çıkmıştı.
Eskiden Yugoslavya'dayken, çok büyük basketbol kültürü ve geleneğimiz vardı, inanılmazdı. Şimdi bile, Hırvatistan iyi durumda, Sırbistan ve Slovenya da iyi ve NBA'e birkaç oyuncu gönderdiler.
80'li yılların sonlarında ve 90'lı yılların başlarında, NBA'de Sırp oyuncular da bulunuyordu - Vlade Divac, Halilovic, Paspac ve Peja Stojakovic. Üstelik üçlük atabilen oyunculardı da!
Hepimiz boy olarak uzun insanlarız ve takım oyunlarında da iyiyiz. NBA'de şu anda 3 tane Hırvat oyuncu var - Brooklyn Nets'te Bojan Bogdanovic, Orlando Magic'te Mario Hezonja ve Indiana Pacers'ta da Damjan Rudej. Şu anda da NBA draftında 2014'te yükseklerden seçilen Dario Saric'i konuşuyorlardı. Şu anda kendisi Türkiye'de oynuyor. Bu konuda geleneğimiz iyidir."
Hırvatistan'ın gelmiş geçmiş en iyi basketbolcusu Drazen Petrovic'ten 4 yıl sonra doğmuştun. Petrovic İspanya'da Real Madrid'de yükselmeden önce kendi şehri Sibenka'da ve Cibona'da forma giymişti. Ondan sonra da NBA'de Portland Trail Blazers ve New Jersey Nets'te.
Drazen 1993 yılında 28 yaşındayken Almanya'da yaptığı trafik kazasında hayatını kaybetmişti, ama muhtemelen sende onun kariyerinden ve Hırvatistan basketbolunda yarattığı harikalardan anılar vardır...
"Drazen harikaydı, çünkü kendini göstermek istiyordu. İnanılmazdı. O trafik kazasında öldüğünde, kendisinin 7/24 üzerinde çalıştığı basketbolla uğraşan gençler için bir rol modeliydi.
Sibenka'da oynarken çok farklı bir oyuncuydu, sonra Sabona, Real Madrid, Portland ve New Jersey'de de. Cılız bir oyuncuydu falan ama, 1989 yılındaki FIBA Avrupa Kupası finalinde Real Madrid'de oynarken 62 sayı atmışlığı vardı.
Ölmeye yakın zamanlarında kendisi yükselişteydi ve bizler onun All-Star olmasını umuyorduk. Portland zamanlarında önünde Clyde Drexler ve Terry Porter olduğu için çok süre alamıyordu ama Nets'teyken gerçekten parlamıştı."
San Antonio Spurs'ün başarılı koçu Gregg Popovich Sırp bir babanın ve Hırvat bir annenin çocuğu olarak ABD'de doğmuştu ve köklerinin onun için ne kadar önemli olduğu hep konuşulurdu. Buna rağmen, NBA'de hala Avrupalı bir koç bulunmuyor. Bu senin değişmesini görmek istediğin bir durum mu?
"Gregg Popovich'le hiç tanışmadım, ama kendisi hakkında röportajları okuyup izlediğim için Hırvat kökleri olduğunu biliyorum. Türkiye'de olduğum zamanlarda San Antonio Spurs'le birlikte Fenerbahçe'ye karşı oynamak için gelmişti.
Futbol ve basketbol arasındaki koçluk benzerliklerini daha önce konuşmuşluğum var, ama NBA'den çok Avrupa basketbolu üzerineydi. NBA'de Avrupalı koçlar da olmalı. İtalyan koç Ettore Messina ben Lokomotiv'deyken CSKA Moskova'daydı ve 4 kez Euroleague şampiyonluğu kazanmıştı.
Hırvatistan'da da iyi koçlarımız var fakat beni en çok etkileyen Fenerbahçe'nin koçu Zeljko Obradovic. 8 Euroleague şampiyonluğu inanılmaz bir şey. Aynı zamanda düzinelerce yerli liglerde kazandığı kupalar da var.
Herhangi bir sporda bu kadar domine edebilen başka biri gördüğüme emin değilim. Guardiola, Ancelotti, Mourinho ve Ferguson hiçbir şekilde Obradovic'in yanına bile yaklaşamaz, nereye giderse kazanıyor!"
