Sabah Spor yazarı Gürcan Bilgiç, Fenerbahçe'nin deplasmanda Galatasaray'ı 1-0 yendiği derbiyi değerlendirdi.
Djiku, "Gurur maçına çıkacağız" demişti; çıktılar… "Hakemi de yeneceksiniz" demişlerdi; yendiler… "Hesabı son hafta görürüz" diye yola çıktılar; yaptılar…
18 yaşındaki çocuklara gol atıp, sevinç kulesi kuranlara aslında ne olacağını söylemeleri lazımdı; anlattılar.
Fenerbahçe daha inanmış takım olarak çıktı sahaya. Ders verdiler, maç bittiğinde de ilan ettiler; "Ligin ağabeyi biziz…" Böyle maçların teknik-taktik eleştirisi boşunadır. Elbette planlar vardır saha içinde ama yüreklerin konuştuğu, topa vurduğu, siper olduğu maçlardır bunlar.
Okan Buruk'un beraberliği önceleyeceğini yazdım, söyledim. Çünkü Okan hoca, Fenerbahçe maçlarında saldırmadı, hep savundu. 21'de Arda Kardeşler sezon geleneğini yerine getirdi, Fenerbahçe'yi 10 kişi bıraktı. Zaten Fenerbahçelilerin itirazı, 2 Nisan toplantısı, Süper Kupa protestosu bu yüzdendi.
Galatasaray'ın şanssızlık yaşamasına bile izin vermeyen sistem, Fenerbahçe'yi eksik oynattı. Çağlar'ın golü bir yerde adaletin tecellisi. Fenerbahçe takım olarak kendini taraftara affettirdi.
Fred'e bir parantez... Kadıköy'de onu da sahaya çıkarmamışlardı Galatasaray maçında. Anladınız mı hesapları, nakış nakış işlemeleri, verilmeyen -verilen kartları.
İsmail Kartal'a, takımın üstünden elini çekmeyen Ali Koç'a, dimdik duran Fenerbahçe takımına ve RAMS Park'a gelip susmayanlara selam olsun. Şimdi anlatsınlar mayısların kimin olduğunu, nasıl olduğunu.