Türk futbolunun son dönemdeki en büyük yeteneklerinden biri olan Cengiz Ünder, Fenerbahçe’ye geliş öyküsünü, beklentilerini, planlarını Sözcü'den İrfan Yirmibeş'e anlattı...
“Daha genç yaştayken Fenerbahçe’ye gelmek gibi bir hayalim, çubukluyu giymek gibi bir hedefim vardı. Bunları gerçekleştirdim, Fenerbahçe’nin ne kadar büyük bir camia olduğunu daha iyi anladım. Fenerbahçe bence Türkiye’deki en iyi, ve en özel taraftara sahip kulüp. Uzun yıllar Avrupa’da oynadım. Belli bir noktaya geldikten sonra Türkiye’ye dönme vaktimin geldiğini düşünmeye başlamıştım. Fenerbahçe’nin kadro yapılanması ve taraftarı ilgimi çok çekti. Transfer sürecim zorlu geçti, ancak sonu güzel oldu. Verdiğim en doğru kararlardan biri."
"Beni en çok cezbeden Fenerbahçe’de yaşayacağım şampiyonluklar. Bu, beni çok motive ediyor. Yeniden Avrupa’ya dönme gibi bir düşüncem yok. Sadece kendimi Fenerbahçe’ye vermek istiyorum. Fenerbahçe formasıyla elde edeceğim başarıları ve kupaları düşünüyorum. Fenerbahçe ile yaşayacağım şampiyonluğu hayal ederek, düşünerek hareket ediyorum. Buna göre çalışıyorum. Geldiğim günden beri yüzde yüz buna inananlardan biriyim ve halen çok inanıyorum. Çok iyi bir kadroya sahibiz. Şampiyonluğa ulaşabilecek bir güçteyiz."
"Transferimden sonra sakatlık yaşadım. Bir an önce sahaya çıkıp en iyisini yapmaya çalışmak, kendini kanıtlama çabası biraz baskı altına soktu. Sürekli iyi yapacağım şeyleri düşünerek bu noktaya geldim. Açıkçası baskı altında değilim. Kendimi rahat hissediyorum. Günden güne performansım da çok iyi oluyor. Nasıl bir futbolcu olduğumu biliyorum, kalitemi biliyorum. Kulübüm bana güveniyor, inanıyor. Bu yüzden böyle bir yatırım yaptılar. Her zaman yapılan yorumlara kulağımı tıkadım. Sahada sergilediğim performans herkese yeterli bir cevap oluyordur."
“Roma'da oynarken Can Bartu ile konuştuğumuzda bana tavsiyeler vermişti. Benim de hayalim Can Bartu gibi Fenerbahçe efsanelerinden biri olmak. Bunun için çok çalışmam gerektiğini biliyorum. Sahaya çıktığımda Fenerbahçe için yüzde yüzümü vereceğim her zaman."
"Ben her zaman kendimi iyi oyuncu olarak gördüm. Genç yaşta Avrupa’ya gittim, Avrupa'da kendimi kanıtladım. Ve en büyük hedeflerimden birisi Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşamak. Şimdi Fenerbahçe’de şampiyonluk sevinci yaşayarak kendimi burada ispatlamak istiyorum. Bunun için savaş veriyorum aslında. Eğer Fenerbahçe ile şampiyon olursam kariyerimde hayal ettiğin noktaya ulaşmış olacağım."
"Tribünlerin sıkça söylediği bir tezahüratla camiaya sesleniyorum. 'Bizler inandık sizler de inanın'. Biz gerçekten takım olarak şampiyonluğa çok inandık. Kulüp olarak çok inandık. Taraftarımız bu yolda bize desteğini esirgemediler, bize destek vermeye de devam etsinler. Bu yolun sonunda inşallah Bağdat Caddesi’nde şampiyonluğu hep birlikte kutlayacağız."
"Daha önce de benim için yüksek bonservis bedelleri ödendi. Fenerbahçe'ye transfer olduktan sonra sakatlık yaşamıştım. Bir an önce sahaya çıkıp en iyisini yapmaya çalışmak, taraftarımızın karşısında kulübe kendini kanıtlama çabası biraz seni baskı altına sokabiliyor. Beni motive eden sürekli iyi yapacağım şeyleri düşünerek bu noktaya kadar geldim. Açıkçası çok baskı altında değilim. Kendimi rahat hissediyorum. Günden güne performansım da çok iyi oluyor. Şu anda da formdayım. Böyle devam eder umarım."
"Şu anda formdayım, kendimi de iyi hissediyorum, diri ve güçlü hissediyorum. Kendimi her maç öncesi motive ediyorum. Bu beni daha güçlü yapıyor. Şu anda 7 golüm var, çok daha fazla olacağına inanıyorum. Çift haneli gol rakamlarına çok rahat çıkacağımı düşünüyorum."
"Kariyerimde uzun süre sağ kanat oynadım. Başakşehir ve Altınordu’da sol kanat oynuyordum. Roma’ya giderken sol kanat oynayarak gittim aslında. Her iki kanatta hücumun her bölgesinde oynayabilirim ama kendimi her zaman en iyi ve rahat hissettiğim yer sağ kanat. Sol kanatta da oynayabilirim. Sağ kanat benim için daha uygun bir pozisyon. Sağ kanatta kendimi çok daha rahat hissediyorum."
"Ben genç oyuncuların Avrupa’ya gitmesi taraftarıyım. Uzun yıllar Avrupa’da oynasınlar. Ben de 18 yaşında gittim, Avrupa’da üst düzey kulüplerde oynadım. Benim için yeterli olduğunu düşündüm, ülkemde ve aileme yakın olmak istedim. Sevdiklerime yakın olmak istedim. Fenerbahçe benim için çok önemliydi. O yüzden Fenerbahçe teklifini düşünmeden kabul ettim. O yüzden mutluyum."
"Gelmeden önce İrfan ile sürekli konuşuyorduk. Transfer sürecinde ne zaman geliyorsun diye soruyordu. İrfan ile geldiğim günden beri forma rekabeti içindeyiz. İrfan inanılmaz bir sezon geçiriyor. Çok iyi bir oyuncu, onu izlerken çok keyif alıyorum. Gol attığında da en çok sevinenlerden biriyim. Gol attığı zaman da herkes emin olsun en çok sevinen ben olacağım. Her zaman onun destekçesi olacağım. Ben oynarsam da İrfan da aynı şekilde düşünüyor. Sonuna kadar birbirimizi destekleyeceğiz. Şampiyonluk yolunda bizim için çok önemli bunlar. Birbirimize her zaman destek olmalıyız. İrfan ile sonuna kadar birlikte güçlü bir şekilde gideceğiz."
"Konferans Ligi’nde mücadele eden diğer takımlara baktığımızda Konferans Ligi Kupası’nı kazanabilecek ya da en az final oynayabilecek bir güce sahibiz. Güçlü ve kaliteli bir takımımız var. Hem Konferans Ligi’nde hem de ligde sonuna kadar gideceğiz."
"İtalya’da daha çok taktik dayalı bir futbol vardı. İngiltere’de daha tempolu, oyunun hiç durmadığı sürekli akan bir oyun var. Fransa’da çok güçlü oyuncuların olduğu bir lig. Türkiye ligi için kolay diyen oyuncular buraya geldiklerinde düşüncelerinde yanıldıklarını anlıyorlar. Türkiye ligi kolay bir lig değil zor bir lig. Mücadeleye dayalı zor bir ligimiz var. Ligimiz için en olumsuz şey bence sahalar. Saha zeminlerinin daha düzgün olması gerektiğini düşünüyorum."
"Türkiye liginde oyun çok fazla duruyor. Topun oyunda kalma süresi çok az. Bu kadar oyunun durmaması gerekiyor. Yurt dışında da maçları izlediğimde oyuncuların yere yatması ve uzun süre yerden kalkmadığı pozisyonlarda sinirlenebiliyor insan. Ben kendimi yere atan bir futbolcu değilim. Kendime de bunu yakıştıramıyorum."
"Benim çocukluk hayalimdi futbolcu olmak. Sındırgı’da doğdum. Bizim orada futbolcu olan kimse yoktu. Küçük yaşta bu imkan sunuldu bana. Bucaspor’da hayalimin gerçekleşmeye başladığına inandım. Annemle babamla hepimiz ayrı yerlerde yaşıyorduk. Bu benim için kolay olmadı ama. Hep sonuna kadar gitmek istiyordum. O yüzden futbol ve ailem benim için çok önemli diyordum. Türkiye’ye dönmem sebeplerinden biri de ailemdi. Onlara artık yakın olmak istedim, artık uzak olmak istemedim."
"Çağlar ile transfer sürecinde çok konuştuk. Zaten sürekli telefonda konuşuyoruz. Yurt dışında da birlikte aynı takımda oynadık. Ben Fenerbahçe’ye gelmesini çok istiyordum. Çağlar da çok gelmek istiyordu, onun transfer süreci de biraz sürdü. Çağlar da Fenerbahçe’ye geldiği için çok mutlu. Transfer sürecinde kendisiyle konuştuğumda bir an önce takıma katılmak istediğini söylüyordu. Benim için de böyle oldu bir an önce gelmek istediğin için stresli bir dönem oluyordu. Çağlar için de stresli oldu, her gün konuştuğumuzda az kaldı, az kaldı diye belirtiyorduk. Sonunda geldi."
"Atacağım golleri kafamda genelde canlandırıyorum. Eskiden çok çiziyordum. Her zaman yaptığım bir şey değil, bazen yine yapıyorum. Genelde atmak istediğim gol üzerinde çok düşünüyorum. Fenerbahçe’de de atmak istediğim golleri çizdiklerim oldu. Düşündüğüm golleri zaten zihinde canlandırdığım zaman o golleri saha içinde atıyorum. Uzaktan vurduğum şutlar mesala, her gün uzaktan şutlarda gol atacağımı düşünüyorum."