Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan Spor Saati programında Türk futbolunun gündemini değerlendirdi. İşte Altaylı'nın yorumları...
Okan Buruk'un "Önemli olan derbi sonrası ayağa kalkmaktı" sözleri üzerine: "Galatasaray için ayağa kalmak lafına ben katılmıyorum. Ayağa kalkmak için düşmüş olmak gerekir. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş puan farkıyla liderken 1 maç kaybetti diye düşmüş olmaz, düşmez. Ayağa kalmak lafı sporla ilgili benim kitabıma uymuyor. Beşiktaş'a yenilince Galatasaray yere mi kapaklanmış oldu, hayır! Bir maç kaybettin, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın hala önündeydi. Ayağa kalktık lafı yanlış bir algı. Takıma da bu mesajı verdiyse yanlış yapmıştır."
"Maça gelirsek; Galatasaray, aslında gole yakın oynadı. Çok fazla şut var, savunmadan dönen şutlar var. Savunmadan dönen şutları izlerken; birazdan bir penaltı olur dedim. Kendini topun önüne atan savunma oyuncuları olurken bu kaçınılmaz olur. Bir yerde elinin kolunun açılma ihtimali artar. Galatasaray - Başakşehir maçında hakem faciası yaşandı. Icardi'ye yapılan hareket Uganda, İngiltere, Fransa, İspanya'da bile çok açık bir penaltı. Galatasaray'ın verilmeyen ne ilk, ne de son penaltısı. Ancak, bu lige karşı çok net bir şey olduğunun net göstergesi."
"Bu Halil Umut Meler, tip olarak da güven veren biri değil. Yahu gözünün önünde oluyor. Sen bunları görmeyeceksin de, neyi göreceksin. Bunları görmeyen hakemin, göğsünde FIFA yazması hem Türk futbolunun hem FIFA'nın ayıbıdır. Galatasaray ve muzdarip tüm kulüpler, bu herifle ilgili tüm görüntüleri alıp toplayıp FIFA'ya yollamalı. 'Bakın kardeşim sizin buradaki dandik federasyonunuz FIFA kokartı veriyor' denmeli. Bunu görmeyen hakeme, hakem denmez. Çalıp iptal etmesini anlarım belki de, çalmıştır kontrol et denmiştir falan. Icardi'nin pozisyonunda VAR'a bile gitmedi. Bu tezgah, komple bir tezgah. Bunu da ben söylemiyorum, Erman Toroğlu söylüyor. Erman Toroğlu, Türkiye'nin en bağımsız ve en iyi spor yorumcusudur."
"Galatasaray'da ciddi bir sorun var. Ben Okan Buruk'un kötü teknik direktör olduğunu düşünmüyorum. Akhisarspor ile Türkiye Kupası aldı, o kulüp 3. Lig'de. Döndü geldi bir diğer takımla, Başakşehir ile şampiyon oldu. Okan Buruk, asla kötü bir antrenör değil. Ancak, Okan Buruk'un bir moral destek ihtiyacı var. Bir maç kaybettiği anda futbolun giderek seviyesizleşen bir taraftar kitlesi var. En yoğun Galatasaray içinde var, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın içinde de var. En en ilkel taraftar grubu Galatasaray'da, bir anda saldırıya geçiyorlar. Okan Buruk'un bu saldırı altında ezilmemesi; kimliğini ve özgüvenini koruması lazım."
"Okan Buruk, ligin maçlara en iyi müdahale eden teknik direktörüdür ama Başakşehir maçında müdahale edemedi. Normalde Okan Buruk, Galatasaray ikinci yarıya çıkarken Mertens'i, Oliveira'yı ve hatta Kerem'i oyundan almış olması gerekirdi. Haydi devrede yapmadın, 55-65'te hiçbirinin sahada olmaması gerekirdi. Mertens, 3 haftadır tel tel döküyor. Galatasaray'ın en önemli oyuncusudur ama bugün formsuzdur. Formsuzken onu kenara al, değiştir. Senin elinde hiç kimsede olmayan bir zenginlik var. Kulübende Zaniolo, Mata, şu, bu oturuyor. Bu adamlara fazla dayandı. Tel tel dökülüyorlar, çok ağır dökülüyor bu üçlü. Dayanamadım. Topu alan Muslera'ya dönüyor, sonra hata yapan Muslera oluyor. Sen her topu Muslera'ya atıp oyun kurucu olarak kullanırsan, ortadan kimse pas alamazsa, Muslera'yı hücumcularla başbaşa bırakırsan hata olur. Ayağı da iyi değil. Muslera, Alisson değil ki. İkinci yarının 20 dakikası top Muslera'da, top şişir, sonra yine Muslera, sürekli geri pas... Bunu herkes görüyor, bunu tak diye yapan Okan Hoca 20 dakika yapamadı. Daha önce yapabiliyordu bunu. Bugün niye yapamadı?"
"Okan Buruk, iki 'dandik' takımla iki önemli bir başarı elde etti. Sen herhangi bir teknik direktör değilsin. Kariyer başlangıcın Fatih Terim'den aşağı değil. Fatih Terim, bu düzeydeki takımları şampiyon yapmadı hiçbir zaman. Fatih Terim, dünya starlarının oynadığı Galatasaray'ı şampiyon yaptı. Başlangıç noktasında, Fatih Terim'den daha başarılısın. Üç tane zibidi twitter'da yazı yazdı diye, beş tane selam vermeyeceğin adam tribünde, sosyal medyada bağırdı diye niye problem yaşıyorsun. Sen Türkiye'nin 14 maç üst üste kazanan rekortmen teknik direktörüsün. Okan Buruk'un özgüvenini geri alması lazım. Kendisine iki defa telefon açtım, açmadı. Ben kendisine bunu anlatmak isterdim, 'Sen Okan Buruk'sun' derdim. Ben iyi bir gazeteci olduğuma inanıyorum, sosyal medyada 300-500 kişi dedi diye gazeteciliği mi bırakacağım. Okan Buruk da doğru bildiğini yapacak. Senin bildiğinin doğru olduğunu 2 takımla başardıklarınla, 14 maç üst üste kazanmanla ispatladın zaten. 2 tane maç kaybettin diye sen yerle bir olmazsın. Bu kadar basit."
"Galatasaray, hakemlere rağmen bir kez daha kazandı. Daha rahat kazanabilirdi, daha zorlanarak kazanabilirdi ama kazandı. Büyük bir avantaj elde etti."
"Hakemlerin kuralları yüzde 100 bildiğini düşünmüyorum. Türkiye'de hiç kimsenin yaptığı işin kurallarını yüzde 100 yaptığını düşünmüyorum ama hakemler en aşağıdadır. Bilme ihtiyacı hissetmiyorlar, bilseler de uygulama ihtiyacı hissetmiyorlar. Büyük bölümü dürüst hareket etmiyor."
"Bir laf vardır, 'kadı' ile ilgili. 'Bunu yapan kadı, kimi kime şikayet edeyim' diye. Lale Orta'yı oraya ben mi getirdim, bu TFF getirdi. Beni çok kötü konuşturmak zorunda bırakmayın. Garip bir federasyon var. 40-50 yıldır sporun içindeyim. Hiç tanımadığım birisi, ani bir hevesle TFF başkanı oldu. Kötü insandır diye demiyorum. Son derece şaibeli bir kadın olan Lale Orta'yı, liyakat denen prensibe Türkiye'de uyulmaz zaten ama bu kadar kör gözün parmağına olmaz. Bu kadının ne hakemliği hakemlik, ne Süper Lig'de maç yönetmiş. 1. Lig'de dandik bir maçta hakemlik yapmış. Birkaç kere de yan hakemlik. O da pozitif ayrımcılıktan ötürü yapılmış. Sonra ortalıktan silinmiş. Ardından cikletten çıkar gibi zart diye çıkmış, yayıncı kuruluşta kadın kontenjanından koymuşlar, biz de izliyoruz. Yayıncı kuruluşta yaptığı yorumlar bile ilkel ve saçmasapan, program arkadaşları bile tebessüm ediyor. Aa, küt MHK başkanı. Eski bir hakimi yapın bari, bu kim? Suç olmayacak bir kelime arıyorum, bulamıyorum. Bunlar bu işi, bu pozisyonu yüzleri kızarmadan korumayı marifet sayıyorlar. Erman Toroğlu'nun söyledikleri; normal bir ülkede, biraz edebin olduğu, bir katre adalet olan yerde, bir nokta utanma duygusunun olduğu toplulukta kıyamet koparır. Bizde herkes yatıyor. Lale Orta, yahu istifa et git kardeşim. Kim bilir ne dolaplar, ne dümenler oluyor. Fenerbahçe de bunlardan şikayetçi, Beşiktaş da... Herkes şikayetçiyse bu kadın neden orada? Herkes güvensiz olduğunu açık açık söylerken neden orada? Türkiye'deki yüz meselesinin somutlaşmış iki örneğidir bunlar."
"Her zaman her şey mümkündür. Galatasaray, buradan kolay kolay kaybetmez. Bazı şeyler daha mümkündür, bazı şeyler daha zor mümkündür. Galatasaray'ın kazanması daha mümkün. Fenerbahçe'de de moraller aşağıda. Kimsenin işi kolay değil ama şampiyonluk yüzde 90 Galatasaray, yüzde 7 Beşiktaş, yüzde 3 Fenerbahçe."
"Emre Belözoğlu söylesin, 'Ben Galatasaray'ı çalıştırmam' desin. Emre, yarın öbür gün Galatasaray'ı çalıştırsa tribünlerin yarısı Galatasaray'ı terk eder. O kadar demiyorum, o kadardan da fazla. Yarısı diye iyi niyetle söyledim. Rıdvan Dilmen gelip Galatasaray'ı çalıştırır, kimsenin itirazı olmaz. Rıdvan Dilmen, Emre Belözoğlu'ndan daha mı az Fenerbahçeli. Allah rahmet eylesin, Can Bartu mezardan gelip Galatasaray'ı çalıştırabilir. Galatasaraylılar'ın gıkı çıkmaz. Emre Belözoğlu gelip Galatasaray'ı çalıştırırsa tribünlerin yarısı Galatasaray'ı terk eder. Emre bu konuda büyük konuşabilir. Emre'yi Galatasaray'a teknik direktör olarak getirecek yönetim, Galatasaray genel kuruluna gelemez."
"Fenerbahçe'de olmuyor, çünkü olmaz. Niye? Herkes Jesus'a kızıyor. Jesus'a niye kızıyorsun? Diyelim ki benim bir takımım var, futboldan anlayan birine gel dedim, para sıkıntım yok, Türkiye'de oynayan oyunculardan takım kuracaksın, istediğini al, seneye zirveye oynayacak bir takım kur dedim mesela. Fenerbahçe'den kaç oyuncu alırsın? Fenerbahçe'nin kadrosu iyi bir kadro mu? İyi değil. Şampiyonluktaki rakibinin kalitesine bak, senin kalitene bak. Bruma'yı aldın ağabey, 'Where is Bruma?' Nerede Bruma, niye aldın! Galatasaray'da takır takır oynayan Abdülkerim'e 'Bu para verilir mi' dedin, yerine daha pahalı Samet'i aldın. Hoca suçlu değil. Fenerbahçe'nin kadro kuruluşunda yıllardan beri süregelen bir hata var. Neye göre kadro kuruyorsunuz?"
"Ben Galatasaray yöneticisi olsam, abuk subuk adamlara talip olurum sırf Fenerbahçe alsın diye. Böyle bir kadro kurma yöntemi yok. Ben çocuğum oyuncak istiyorum, benim eğleneceğim oyuncağı değil, arkadaşımın istediği oyuncağı istiyorum. Sürekli böyle bir tavrı var Fenerbahçe'nin. Bırak Galatasaray'ın eskisini, istediğini. İyi bir kadro kurun. Fenerbahçe iyi bir kadro kurmuyor. Hiçbir alanda en iyiler ya da en iyiye yakınlar senin takımında değil. Sürekli yanlış adamları alıyorsunuz? Samet'i niye alıyorsunuz? Fenerbahçe düzeyi başka bir şeydir. Fenerbahçe'nin Giresun'dan yediği golde Samet'e bakın. Szalai'nin ıskalaması olur, hatadır. Samet'in durduğu yere bakınca, Fenerbahçe'de ne işi var diyorsunuz. Ne yapacağını bilemez halde sahada duruyor. Bu Jesus'un hatası mı! Kadroyu yanlış kurdunuz. Her şeye en baştan yanlış başladınız, iş buraya geldi. Fenerbahçe kötü kardeşim, kadrosu kötü. Fenerbahçeli çocuk olsan odana kimin posterini asarsın? Belki Arda Güler'in. Bir sürü yabancı oyuncu almışsın, hiçbiri A sınıfı oyuncu değil. Bunların kaçı oynuyor ve ne oynuyor. Kadro kuramıyorsun, sonra hoca falan filan. Bir de bunu peşpeşe kaç sezondur yapıyorsun. Aziz Yıldırım'dan beri başlayan bir problem bu."
"Bence Fenerbahçe, çok büyük bir camia, çok büyük bir kulüp, gerçekten çok büyük. Bizim gençliğimizde Galatasaray olarak çok kıskandığımız bir kulüptü. Şampiyonluğu, parası, zengini falan fazlaydı. O kulüp bu hale nasıl geldi? Fenerbahçe'de para, yönetici, her şey var."
"Giresunspor, maç sonunda 'Fener ağlama' çalabilir. Ne var yani. Çocuğumdan, eşimden daha çok gördüğüm 30 senelik asistanım fanatik Fenerbahçeli, öyle böyle fanatik değil. Fenerbahçe şampiyon olduğu zaman benim koltuğumu sarı laciverte boyamışlığı var. Biz birbirimizle bu gırgırları yapmayacaksak, şampiyonluğun ne anlamı var. Spor budur, spor iddiadır, alay etmektir, şamata yapmaktır. Nedir başka yani. Yarın Galatasaray ağlama, öbür gün bilmem kim ağlama çalarlar. Sporun keyfi tadı budur. Bir Beşiktaşlı sanatçı, Galatasaray'a küfür etmiş, ne olmuş yani. Galatasaraylılar, Fenerbahçeliler'e etmiyor mu küfür, başkanlar etmiyor mu yani. Niye bu kadar büyütüyorsunuz yani. Stadyuma kamera koysan, kim kime neler diyor. Saçmalık bunlar."
"Icardi micardi falan diyoruz ya, Aboubakar daha iyi. Müthiş performans sergiliyor. Muhakkak ki Beşiktaş'ın koşusunda çok önemli etkisi var. Şenol Güneş'in de bir etkisi var. Hiçbir şey kendi kendine olmuyor. Aboubakar'ı forma sokan da odur."