Kazım transferi beklenen olaydı. Onun için haber değeri taşımıyor çünkü sporx’te çok önceden duyurduk. Yeni Şafak’ta da yazdık…
Verdiğimiz haberler arasında hep satır başları var. Aleni isim yok ama işaret edilen futbolcular var. Dikkatli okuyucular ve de izleyiciler bunları bulup çıkartır.
Formica’yı da söyledik…
Formica’yı ben biliyordum diyenler de varsa bilin ki onlar mobilyacı çıraklarıdır.
Baba Kazım’ın doku uyuşmazlığı vardı
Fenerbahçe ile bir türlü yıldızı barışmadı Kazım’ın.
Bir deplasman sonrası Galatasaraylı ilgililerle konuşuyorum, Kazım için şöyle diyorlar;
‘Çok sağlam ve çok yetenekli bir oyuncu. Queens Park Rangers’dan sonra Arsenal takımının altyapısında futbol oynamış. Yani Arsene Wenger’in rahle-i tedrisinden geçmiş. Başka takımlara gitmiş. 2006'da Sheffield United takımına transfer olmuş. Milli takıma gelmeden önce İngiltere’de 20’li yaşlarda Tottenham ve Everton kapışmıştı bu çocuğu almak için. Daha o zamanlar dikkat çekiyordu… Sonra milli formamızı giydi, Beşiktaş da devreye girdi ve Kazım 2007’de Fenerbahçe’ye geldi. Fenerbahçe’de kimliğini bulamadı. Doku uyuşmazlığı yaşadı.
Galatasaray başka bir camia, burada istikrarı yakalar, çünkü karışanı da eleştireni de fazla olmaz. Galatasaray özgürlükleri teslim ve temsil eder.
İngiltere’de maçlardan sonra futbolcular bira içer… Özgürdür. Öyle diyor orada yaşayanlar. Kimse de karışmaz. Tugay Kerimoğlu da doğruladı bu sözü… Kazım’ın da Galatasaray’da başarılı olacağını söyledi…’
Kazım’ın transferinden önce ona Galatasaray’ı anlatmışlar hatta Galatasaray Lisesi’ni, Gül Baba’yı falan…
Transferin boyutu; kaç para istersinde kalmamış.
Sonuçta Kazım Galatasaray’a gelmiş.
Şimdi her iki taraf da birbirinden çok şey bekliyor.
Kazım’ın iyi bir futbolcu olduğuna inanlar kadar, Kazım’ın da Galatasaray’ı benimsediği gerçeği var.
Göreceğiz.
Benim fikrim şudur;
Alt yapısı İngiltere olan birinin futbol bilgisi tartışılmaz. Kazım güçlü ve yetenekli bir futbolcu, daha 25 yaşında. Tek sorunu biraz Batuhan’a benzemesi. Özgür ve isyankar ruhlu. Bunu yaşına da İngiltere yaşamından sonra tutucu çevre Türkiye’ye uyum zorluğuna da verebilirsiniz.
Galatasaray’a uyum sağlarsa takıma yerleşir.
Bütün mesele huylu huyundan vaz geçer mi?
Geçer diyorlar, çünkü burası Galatasaray.
Baba Kazım dedim çünkü Kazım baba oluyor
Sevgilisi var Kazım’ın. Üstelik hamile. Üç vakte kadar… Üç vakitte…
Evlenecekler…
Kazım artık baba olacak.
Durup uslanacak.
Ne tuhaf değil mi?
Kazım taş gibi bir çocuk, evliliğe koşuyor, mutluluğun eşiğinde… Kendisine sıcak ve güvenilir bir ortam arıyor.
Herkesin de hala şüphesi var acaba Galatasaray’da oynar mı diye…
Meraklanmayın; 23 Ocak’ta maçlar başlıyor.
Göreceğiz.
Formica’nın lakabı El Gato imiş; Kedi!
Galatasaray dinamik bir takım yaratmak için uğraşıyor.
Mauro Formica’yı tanımam. Arjantin’de Newell’s Old Boys takımı oyuncusu Formica’yı tanıyorum diyene de inanmam çünkü o da benim gibi sadece videolarını seyretmiştir. Ya da mobilyacıdır.
Formica’nın birkaç videosunu seyrettim, gerçekten çok kıvrak, hızlı düşünen, beyninin emrini ayaklarına rahat geçiren bir futbolcu. Dar alanda inanılmaz işler yapıyor, atıyor attırıyor. Takımı kamçılayan bir rol üstleniyor. Tam Seyrantepe’lik.
Ancak; kasetten futbolcuyu çok gördük. Topla buluştuğu anların bir dizi görüntüleri film şeridi gibi izleyeni büyülüyor. Bir de sahanın bütününde görmek gerek.
Toplu topsuz oyununu izlemek gerek. Top rakipteyken ne eder görmek lazım.
Eğer bunları da yapabiliyorsa, sigara da içmiyorsa, içkiyi de sevmiyorsa, gece hayatı da saat 22.00’de noktalanıyorsa…
Aldım kabul ettim.
Formica 22 yaşında…
Lakabı da El Gato imiş; Kedi!
Biliyorum şimdi Kazım ve Formica bunlarla gündeme gelecek.
Malum Arsene Wenger bir futbolcuyu üç -dört yıl izleyip, izlettirip bir de karakter tahlili yaptırıp kabul veya reddediyormuş.
Yani sadece iyi futbolcu olması önemli değil!
Aynı zamanda adam da olacak.
Wenger haklı da; bu da kavun değil ki dibini koklayıp alasın!
Bakın Emmenike’ye…
İsim yapmışları gördük. Emmenike onları geride bıraktı.
Bunlar da tam Hagi’nin istediği futbolcular.
Lucas Biglia da sırasını bekliyor…
Sırada bir Arjantinli daha var. Lucas Rodrigo Biglia. Bu da genç yetenek, 24 yaşında. Anderlecht takımında oynuyor. Sırasını bekliyor. Ufak bir tercih gibi… Öncelik gibi…
Biglia için ilgililer biraz bekle dediler. Prosedür gereği suskunlar.
Biglia da forvet.
Galatasaray üç forvetle güçleniyor.
Şimdi bana yine bunlar forvet değil ön libero falan diyenler çıkacak…
Bu konuyu da önümüzdeki günlerde yazacağım. Transfer olayları olmasa bugün yazmıştım ama erteledim.
Bu üç oyuncu Galatasaray’ın rakiple mücadele edecek ve topu iyi kullanacak genç yüzleri olarak görünüyor. Meğer ki rastgele…
Galatasaray bunları iyi izledik diyor.
Söylemler güzel de ben de bir şey biliyorum;
Galatasaray’ın artık transfer hatası yapması mümkün değil.
Yaparsa yönetim de yanar!
Kaleci bulamazsa da yanar!
O zaman onları formika koltuklar paklar!
Emana olayı kapandı!
Galatasaray’da Emana ismi gündemden düştü!
Yerli yabancılar da var. İsim vermiyorlar.
Yurt dışında yaşayan Anavatan çocukları…
Hagi’nin tavsiyeleri de var. Romanya’dan…
Ama ille de bir kaleci!
Yoksa golleri Yönetim yer!
Beyin jimnastiği yapalım mı?
Galatasaray’ın gerçeklerini gözden geçirelim;
Kendini ispat etmiş, kaliteli, flaş futbolcuların Galatasaray’a gelmeleri bu sene çok zor, hatta imkansız.
Sadece UEFA Kupası oynama ihtimali olan Türk takımına bu oyumcular gelmez.
ABD piyasası Galatasaray için iyi bir imkandır. Güçlü, mücadeleci, üstelik ABD'de yıllık 150 -200 bin dolara oynuyorlar. Bunlardan palamut misali bir çift alınırsa hem evi paylaşırlar, hem yalnızlık çekmezler.
Benim favorilerim; Bradley ve Altimode.
Bu ikili mükemmel iş görür.
Ama yabancı sınırlaması ne der bilemem. Kimler gider kimler kalır?
O da Hagi’nin ve yönetimin bileceği iş.
Borussia M’gladbah’ın Amerikalısı Michael Bradley de 23 yaşında. Tam Galatasaray’a göre bir futbolcu. ABD formasının gediklisi. Hem gole gidiyor hem savunmayı becerebiliyor. Fazla teknik değil ama bir takım için çok faydalı bir eleman. Keşke olsa…
Bir de Villareal’deki Jozy Altidore var. Fırtına gibi…
Bunlar çağın futbolunun delici adamları.
Başka tavsiyelerim de var;
Belki şu anda olmaz ama seneye…
Nancy'de oynayan Youssef Hadji. Ofansif gücü fazla bir oyuncu. Süratli, kıvrak, gole giden son pasları iyi verebilen, kale önünde de çok becerikli, gol şansı yüksek bir oyuncu. Bordeaux ve Monaco da onunla ilgileniyor
PSG’den Jérémy Clément. Durmak dinlenmek bilmeyen bir Pitbul!
Bunlar beyin jimnastiği…
Daha çok var ama kabak tadı vermeyelim.
Galatasaray Seyrantepe’ye doğru sıkı transferler yapmalı.
Adnan Polat Süper Lig’in bütün Başkanlarını bugün Seyrantepe’ye götürdü.
Ben de diyorum ki Sayın başkan Polat;
Onlar nasıl olsa oraya gelecekler elleri mecbur.
Gel sen Avrupalı Başkanları Seyrantepe’ye getir!
Verdiğimiz haberler arasında hep satır başları var. Aleni isim yok ama işaret edilen futbolcular var. Dikkatli okuyucular ve de izleyiciler bunları bulup çıkartır.
Formica’yı da söyledik…
Formica’yı ben biliyordum diyenler de varsa bilin ki onlar mobilyacı çıraklarıdır.
Baba Kazım’ın doku uyuşmazlığı vardı
Fenerbahçe ile bir türlü yıldızı barışmadı Kazım’ın.
Bir deplasman sonrası Galatasaraylı ilgililerle konuşuyorum, Kazım için şöyle diyorlar;
‘Çok sağlam ve çok yetenekli bir oyuncu. Queens Park Rangers’dan sonra Arsenal takımının altyapısında futbol oynamış. Yani Arsene Wenger’in rahle-i tedrisinden geçmiş. Başka takımlara gitmiş. 2006'da Sheffield United takımına transfer olmuş. Milli takıma gelmeden önce İngiltere’de 20’li yaşlarda Tottenham ve Everton kapışmıştı bu çocuğu almak için. Daha o zamanlar dikkat çekiyordu… Sonra milli formamızı giydi, Beşiktaş da devreye girdi ve Kazım 2007’de Fenerbahçe’ye geldi. Fenerbahçe’de kimliğini bulamadı. Doku uyuşmazlığı yaşadı.
Galatasaray başka bir camia, burada istikrarı yakalar, çünkü karışanı da eleştireni de fazla olmaz. Galatasaray özgürlükleri teslim ve temsil eder.
İngiltere’de maçlardan sonra futbolcular bira içer… Özgürdür. Öyle diyor orada yaşayanlar. Kimse de karışmaz. Tugay Kerimoğlu da doğruladı bu sözü… Kazım’ın da Galatasaray’da başarılı olacağını söyledi…’
Kazım’ın transferinden önce ona Galatasaray’ı anlatmışlar hatta Galatasaray Lisesi’ni, Gül Baba’yı falan…
Transferin boyutu; kaç para istersinde kalmamış.
Sonuçta Kazım Galatasaray’a gelmiş.
Şimdi her iki taraf da birbirinden çok şey bekliyor.
Kazım’ın iyi bir futbolcu olduğuna inanlar kadar, Kazım’ın da Galatasaray’ı benimsediği gerçeği var.
Göreceğiz.
Benim fikrim şudur;
Alt yapısı İngiltere olan birinin futbol bilgisi tartışılmaz. Kazım güçlü ve yetenekli bir futbolcu, daha 25 yaşında. Tek sorunu biraz Batuhan’a benzemesi. Özgür ve isyankar ruhlu. Bunu yaşına da İngiltere yaşamından sonra tutucu çevre Türkiye’ye uyum zorluğuna da verebilirsiniz.
Galatasaray’a uyum sağlarsa takıma yerleşir.
Bütün mesele huylu huyundan vaz geçer mi?
Geçer diyorlar, çünkü burası Galatasaray.
Baba Kazım dedim çünkü Kazım baba oluyor
Sevgilisi var Kazım’ın. Üstelik hamile. Üç vakte kadar… Üç vakitte…
Evlenecekler…
Kazım artık baba olacak.
Durup uslanacak.
Ne tuhaf değil mi?
Kazım taş gibi bir çocuk, evliliğe koşuyor, mutluluğun eşiğinde… Kendisine sıcak ve güvenilir bir ortam arıyor.
Herkesin de hala şüphesi var acaba Galatasaray’da oynar mı diye…
Meraklanmayın; 23 Ocak’ta maçlar başlıyor.
Göreceğiz.
Formica’nın lakabı El Gato imiş; Kedi!
Galatasaray dinamik bir takım yaratmak için uğraşıyor.
Mauro Formica’yı tanımam. Arjantin’de Newell’s Old Boys takımı oyuncusu Formica’yı tanıyorum diyene de inanmam çünkü o da benim gibi sadece videolarını seyretmiştir. Ya da mobilyacıdır.
Formica’nın birkaç videosunu seyrettim, gerçekten çok kıvrak, hızlı düşünen, beyninin emrini ayaklarına rahat geçiren bir futbolcu. Dar alanda inanılmaz işler yapıyor, atıyor attırıyor. Takımı kamçılayan bir rol üstleniyor. Tam Seyrantepe’lik.
Ancak; kasetten futbolcuyu çok gördük. Topla buluştuğu anların bir dizi görüntüleri film şeridi gibi izleyeni büyülüyor. Bir de sahanın bütününde görmek gerek.
Toplu topsuz oyununu izlemek gerek. Top rakipteyken ne eder görmek lazım.
Eğer bunları da yapabiliyorsa, sigara da içmiyorsa, içkiyi de sevmiyorsa, gece hayatı da saat 22.00’de noktalanıyorsa…
Aldım kabul ettim.
Formica 22 yaşında…
Lakabı da El Gato imiş; Kedi!
Biliyorum şimdi Kazım ve Formica bunlarla gündeme gelecek.
Malum Arsene Wenger bir futbolcuyu üç -dört yıl izleyip, izlettirip bir de karakter tahlili yaptırıp kabul veya reddediyormuş.
Yani sadece iyi futbolcu olması önemli değil!
Aynı zamanda adam da olacak.
Wenger haklı da; bu da kavun değil ki dibini koklayıp alasın!
Bakın Emmenike’ye…
İsim yapmışları gördük. Emmenike onları geride bıraktı.
Bunlar da tam Hagi’nin istediği futbolcular.
Lucas Biglia da sırasını bekliyor…
Sırada bir Arjantinli daha var. Lucas Rodrigo Biglia. Bu da genç yetenek, 24 yaşında. Anderlecht takımında oynuyor. Sırasını bekliyor. Ufak bir tercih gibi… Öncelik gibi…
Biglia için ilgililer biraz bekle dediler. Prosedür gereği suskunlar.
Biglia da forvet.
Galatasaray üç forvetle güçleniyor.
Şimdi bana yine bunlar forvet değil ön libero falan diyenler çıkacak…
Bu konuyu da önümüzdeki günlerde yazacağım. Transfer olayları olmasa bugün yazmıştım ama erteledim.
Bu üç oyuncu Galatasaray’ın rakiple mücadele edecek ve topu iyi kullanacak genç yüzleri olarak görünüyor. Meğer ki rastgele…
Galatasaray bunları iyi izledik diyor.
Söylemler güzel de ben de bir şey biliyorum;
Galatasaray’ın artık transfer hatası yapması mümkün değil.
Yaparsa yönetim de yanar!
Kaleci bulamazsa da yanar!
O zaman onları formika koltuklar paklar!
Emana olayı kapandı!
Galatasaray’da Emana ismi gündemden düştü!
Yerli yabancılar da var. İsim vermiyorlar.
Yurt dışında yaşayan Anavatan çocukları…
Hagi’nin tavsiyeleri de var. Romanya’dan…
Ama ille de bir kaleci!
Yoksa golleri Yönetim yer!
Beyin jimnastiği yapalım mı?
Galatasaray’ın gerçeklerini gözden geçirelim;
Kendini ispat etmiş, kaliteli, flaş futbolcuların Galatasaray’a gelmeleri bu sene çok zor, hatta imkansız.
Sadece UEFA Kupası oynama ihtimali olan Türk takımına bu oyumcular gelmez.
ABD piyasası Galatasaray için iyi bir imkandır. Güçlü, mücadeleci, üstelik ABD'de yıllık 150 -200 bin dolara oynuyorlar. Bunlardan palamut misali bir çift alınırsa hem evi paylaşırlar, hem yalnızlık çekmezler.
Benim favorilerim; Bradley ve Altimode.
Bu ikili mükemmel iş görür.
Ama yabancı sınırlaması ne der bilemem. Kimler gider kimler kalır?
O da Hagi’nin ve yönetimin bileceği iş.
Borussia M’gladbah’ın Amerikalısı Michael Bradley de 23 yaşında. Tam Galatasaray’a göre bir futbolcu. ABD formasının gediklisi. Hem gole gidiyor hem savunmayı becerebiliyor. Fazla teknik değil ama bir takım için çok faydalı bir eleman. Keşke olsa…
Bir de Villareal’deki Jozy Altidore var. Fırtına gibi…
Bunlar çağın futbolunun delici adamları.
Başka tavsiyelerim de var;
Belki şu anda olmaz ama seneye…
Nancy'de oynayan Youssef Hadji. Ofansif gücü fazla bir oyuncu. Süratli, kıvrak, gole giden son pasları iyi verebilen, kale önünde de çok becerikli, gol şansı yüksek bir oyuncu. Bordeaux ve Monaco da onunla ilgileniyor
PSG’den Jérémy Clément. Durmak dinlenmek bilmeyen bir Pitbul!
Bunlar beyin jimnastiği…
Daha çok var ama kabak tadı vermeyelim.
Galatasaray Seyrantepe’ye doğru sıkı transferler yapmalı.
Adnan Polat Süper Lig’in bütün Başkanlarını bugün Seyrantepe’ye götürdü.
Ben de diyorum ki Sayın başkan Polat;
Onlar nasıl olsa oraya gelecekler elleri mecbur.
Gel sen Avrupalı Başkanları Seyrantepe’ye getir!
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
