Bu haftasonu, ikinci lig müsabakaları 16. hafta mücadeleleri ile devam dedi... Tek bir maç hariç: Mardinspor - Denizli Belediyespor. Bunun sebebi, ev sahibi takımın esame listesine yazdırabilecek sadece altı (6) futbolcusu oluşuydu...
İsterseniz hikayeyi başa saralım.
2011 - 2012 sezon başı, Mardinspor transfer yasağı nedeniyle TFF'ye sadece on üç futbolculuk liste gönderebiliyor. Sonrası malum, yedek kulübesinde ya bir, ya da iki futbolcu oluyor maçlarda. As takımda ise on futbolcu... Öyle bir hâl alıyor ki bu durum, yedek kaleci forvet olarak oynuyor -ve hatta gol bile atıyor-. Ancak sakatlıklar, kart cezaları derken durumun vahameti iyice tavan yapıyor: 1461 Trabzon maçında sahada olan lacivert kırmızılı futbolcu sayısı 'dokuz' oluyor... (Ki buna rağmen 1-0 yeniliyorlar)
Bütün bir ilk devre boyunca taraftarın ve kentin ilgisizliğinden yakınan Mardinspor'da, transfer yasağının da etkisiyle ikinci devre sayılabilecek 16. maçlar itibariyle sadece altı futbolcu kalıveriyor. Bu da kural gereği maça çıkamayacaklarını gösteriyordu... Tabii, gene aynı kurallara göre ağır bir para ve ikinci kez bu durumun tekrarında da küme düşürülme cezasıyla karşılaşacaklar. Ben mesela, Mardinspor yetkilisi olsam; katakulliyle ismini cismini değiştirerek ekonomik durumunu düzlüğe çıkartan Ankara kulüplerini feyz alırdım. "Mardinspor 1969" veya "Mardin FK" diye bir kulüp kurardım sıfırdan; girişirdim amatör kümeden mücadeleye! Hiçbir şekilde, yararlı politika üretmeden; Türk futboluna da katkı yapmadan, sıkıldıkça isim değiştiren ve böylece federasyona defalarca gol atan kulüpler arasına girerdim. Taktığım borcun da bini bir para olurdu!
Yok, ben gene de yapamazdım. Düşününce bile içimi sıkıntı bastı...
Sıkıntı yaratan tek durum, bu da değil. Hiç bu açıdan bakmamıştım ama, Beykozlu bir dostun uyarısıyla uyandım Trabzon maçından sonra: "Taraftarı çok olsa ne biçim kahrolurdu!"
Niye, dedim. "Abi, düşünsene seni temsilen sadece dokuz kişi çıkartıyorlar sahaya! Biz geçen sene on kişi çıkınca kahrolmuştuk tribünde..." Son dönemi moda deyimiyle, 'adam haklı beyler'. Koskoca Mardin, bu ekonomik sorunu çözmek bir yana, elinde on beş on altı kişilik bir bölük bile bulunduramıyor! Peki, ekonomik sorunu çözmek çok mu zor?
Burada başlığa dikiz, "İhanetin Başkenti Mardin". Bir Adana Demirspor pankartından uyarlamadır efendim, "İhanetin Başkenti Adana"ydı o pankartta, durumun vahameti ve ironisi için devşiriverdik, Adanalı hoşgörüsüne sığınıp... Efenim, burada sizi başka bir haberle kucaklaştırıp, iki durumdan 'big bang' yaratacağım izninizle: Adana Demirspor kongresi yakınlaştıkça adaylar da ortaya çıkıyor, haberini inceleyelim...
Mesela, Selahattin Aydoğdu başkanlığa talip olduğunu açıklamış. Ne güzel, ne güzel. Kimdir efendim Selahattin Aydoğdu? "Yüzevler Kebap"ın sahibidir. Nedir bu Yüzevler Kebap? Adana, Etiler, Maslak, Göztepe ve TT Arena'da şubeleri olan bir kebap zinciri. Pek âlâ, pek hoş... Şimdi kritik eşiği aşacağız: Selahattin Aydoğdu, Mardinli.
Doğu bölgesi takımlarına bir dönem pompalanan yardım (hem devlet eliyle hem de işadamlarınca) tamamen kesilmişe benziyor. Diyarbakır, Erzurum, şimdi Mardin... Hatta Erzurum'un düşüş şekli de bugünkü sürecin aynısıydı. Maçlara çıkamadıkları için küme düşürüldüler. Erzurum'u tarihten silen borç ise sadece 250 bin ila 350 bin arası bir rakamdı. Çok mu zordu işadamları için bu parayı toplamak? Yoksa işadamlarının üzerinde bir baskı mı var Doğu'yu kalkındırmama konusunda? Veya sadece işgüzarlık teşhisi koyup golü atmalı mıyız?
Birisi ses versin artık... Cidden!
http://twitter.com/alper_kaya
İsterseniz hikayeyi başa saralım.
2011 - 2012 sezon başı, Mardinspor transfer yasağı nedeniyle TFF'ye sadece on üç futbolculuk liste gönderebiliyor. Sonrası malum, yedek kulübesinde ya bir, ya da iki futbolcu oluyor maçlarda. As takımda ise on futbolcu... Öyle bir hâl alıyor ki bu durum, yedek kaleci forvet olarak oynuyor -ve hatta gol bile atıyor-. Ancak sakatlıklar, kart cezaları derken durumun vahameti iyice tavan yapıyor: 1461 Trabzon maçında sahada olan lacivert kırmızılı futbolcu sayısı 'dokuz' oluyor... (Ki buna rağmen 1-0 yeniliyorlar)
Bütün bir ilk devre boyunca taraftarın ve kentin ilgisizliğinden yakınan Mardinspor'da, transfer yasağının da etkisiyle ikinci devre sayılabilecek 16. maçlar itibariyle sadece altı futbolcu kalıveriyor. Bu da kural gereği maça çıkamayacaklarını gösteriyordu... Tabii, gene aynı kurallara göre ağır bir para ve ikinci kez bu durumun tekrarında da küme düşürülme cezasıyla karşılaşacaklar. Ben mesela, Mardinspor yetkilisi olsam; katakulliyle ismini cismini değiştirerek ekonomik durumunu düzlüğe çıkartan Ankara kulüplerini feyz alırdım. "Mardinspor 1969" veya "Mardin FK" diye bir kulüp kurardım sıfırdan; girişirdim amatör kümeden mücadeleye! Hiçbir şekilde, yararlı politika üretmeden; Türk futboluna da katkı yapmadan, sıkıldıkça isim değiştiren ve böylece federasyona defalarca gol atan kulüpler arasına girerdim. Taktığım borcun da bini bir para olurdu!
Yok, ben gene de yapamazdım. Düşününce bile içimi sıkıntı bastı...
Sıkıntı yaratan tek durum, bu da değil. Hiç bu açıdan bakmamıştım ama, Beykozlu bir dostun uyarısıyla uyandım Trabzon maçından sonra: "Taraftarı çok olsa ne biçim kahrolurdu!"
Niye, dedim. "Abi, düşünsene seni temsilen sadece dokuz kişi çıkartıyorlar sahaya! Biz geçen sene on kişi çıkınca kahrolmuştuk tribünde..." Son dönemi moda deyimiyle, 'adam haklı beyler'. Koskoca Mardin, bu ekonomik sorunu çözmek bir yana, elinde on beş on altı kişilik bir bölük bile bulunduramıyor! Peki, ekonomik sorunu çözmek çok mu zor?
Burada başlığa dikiz, "İhanetin Başkenti Mardin". Bir Adana Demirspor pankartından uyarlamadır efendim, "İhanetin Başkenti Adana"ydı o pankartta, durumun vahameti ve ironisi için devşiriverdik, Adanalı hoşgörüsüne sığınıp... Efenim, burada sizi başka bir haberle kucaklaştırıp, iki durumdan 'big bang' yaratacağım izninizle: Adana Demirspor kongresi yakınlaştıkça adaylar da ortaya çıkıyor, haberini inceleyelim...
Mesela, Selahattin Aydoğdu başkanlığa talip olduğunu açıklamış. Ne güzel, ne güzel. Kimdir efendim Selahattin Aydoğdu? "Yüzevler Kebap"ın sahibidir. Nedir bu Yüzevler Kebap? Adana, Etiler, Maslak, Göztepe ve TT Arena'da şubeleri olan bir kebap zinciri. Pek âlâ, pek hoş... Şimdi kritik eşiği aşacağız: Selahattin Aydoğdu, Mardinli.
Doğu bölgesi takımlarına bir dönem pompalanan yardım (hem devlet eliyle hem de işadamlarınca) tamamen kesilmişe benziyor. Diyarbakır, Erzurum, şimdi Mardin... Hatta Erzurum'un düşüş şekli de bugünkü sürecin aynısıydı. Maçlara çıkamadıkları için küme düşürüldüler. Erzurum'u tarihten silen borç ise sadece 250 bin ila 350 bin arası bir rakamdı. Çok mu zordu işadamları için bu parayı toplamak? Yoksa işadamlarının üzerinde bir baskı mı var Doğu'yu kalkındırmama konusunda? Veya sadece işgüzarlık teşhisi koyup golü atmalı mıyız?
Birisi ses versin artık... Cidden!
http://twitter.com/alper_kaya
