Bir İstanbul masalı

Sporx.com yazarlarından Alper Kaya, 'Sezonun ilk gerçek İstanbul derbisi' hakkında bir yazı kaleme aldı.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Bir İstanbul masalı
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
03 Ekim 2011 10:04
Sezonun ilk gerçek İstanbul derbisini, yerinde izledim. İzlerken karışık bir halet-i ruhiyem vardı; evvela gribal enfeksiyonun pençesine yakalanmışım üzerinize afiyet. Üstüne bir de futbol hastalığı binince, pek bir çekilmez oluverdi! Ancak sahadaki iki köklü İstanbul kulübü, bütün hastalıkların ilacı gibiydi. Tarihe tanıklık etmek ne demek, siz bilir misiniz?

Takımlardan birisi, siyasi vakalardan belini doğrultamamış; siyaset-futbol evliliğinin ceremesini fazlasıyla çekmiş. Diğeri ise kulübün kuruluş yılına tezat bir gençlikte, fidan sayılabilecek futbolcularla sahada arz-ı endam eylemekte! İki camia da bir hayli karışık ve daha da önemlisi, maç ligin açılış maçı! Üstüne üstlük birisinin yeni "yükseldiği", birisinin ise yeni "düştüğü" ligde... Bölgesel Amatör Lig'de...

Enteresanlıklar bununla bitmiyor. Konuyu biraz açalım mı?

Bir köşede, Cem Uzan'la parlayıp Cem Uzan'la sönmüş olan İstanbulspor vardı. O günden beri yüzü pek gülememiş, Türk liglerinin en ilginç hadiselerinden birine imza atmış olan nam-ı diğer İstanbulls. Şu an liglere bakarsanız, aynı isimle iki takım göreceksiniz. Birisi üçüncü ligdeki İstanbulspor AŞ, diğeri Bölgesel Amatör Küme takımı İstanbulspor. Bunun sebebi, İstanbulspor'un şirketleşmiş halinin Cem Uzan'dan TMSF tarafından alınıp sonradan birkaç kez el değiştirmesi; bu gelişmelere mukabil İstanbul Erkek Liseliler Vakfı'nın, "Gerçek İstanbulspor'u kuracağız" diyerek yola çıkmasıyla oluşan amatör liglerde üç sezonda üç küme birden atlayan İstanbulspor'un varlığı. Hangisi "gerçek", hangisi "sahte"; tartışmaya açık bir nokta ama bu ilginçliğin Türk futbolu adına hoş bir seda bırakmasını dileyerek paragrafı sonlandıralım.

Diğer köşe ise İstanbul'un çınarlarından Beykoz 1908 AŞ'nin. Adı üzerinde 1908 kuruluşlu olan Beykoz kulübü, tarihinde ilk defa "mahalli lig" olarak anılan Bölgesel Amatör'de maça çıkıyordu. Bunun başlıca sebebi kötü yönetilmek ve çoğu Türk takımının başındaki ekonomik sorunlardı. Geçtiğimiz sezon küme düştüğü 3. ligde 16 oyuncuyu lisans çıkarttırıp oynatması, 93'lü 92'li futbolcularla mücadele etmesi ve yaş ortalamasının 20 oluşu yeterince detay veriyordur sanırım. Yönetimin zihniyetini ortaya dökmesi açısından da bir dipnot düşelim; geçen sezon basketbol branşında da küme düşüldü ve asıl skandal nokta son maçta yaşandı. Türkiye'de ilk yabancı basketbolcuyu transfer eden kulüp, "Zaten küme düşmeyi garantiledik, masraf olmasın" diyerek son resmi maçına götürülmüyordu! Dahası, futbolda amatör küme skandalının hatırlatıldığı başkan Zeki Aksu'nun demeci bilmiyorum sözlükte tam olarak neyin karşısına konulur:



"Beykoz Spor Kulübü tarihinde ilk defa amatöre düşmüyor. Daha önce de rahmetli İsmet İnönü düşmeyi kaldırdı. Beykoz ligde kaldı. Bunları herkes bilmez."

Yorumsuz olarak aktardığım bu ayrıntılardan sonra, maça dönebiliriz.

İki kulüp de ilk resmi amatör küme maçında çok şey kaybedeceklerinin bilincinde olarak oynadı. Genel olarak orta saha mücadelesi ve ender gelişen ataklarla geçen maçta, dürüst olmak gerekirse "tecrübe" kazandı. Göztepe'ye lig atlatmış olan Ali Mumcu'nun sol kanattan gelen ortaya yaptığı kafa vuruşu sonucu bulduğu golle Ayazağa'da oynanan maçta "ev sahibi" İstanbulspor 1-0 kazanmayı bildi. Beykoz'un gençleri ise, ellerinden geleni sahaya koydukları işe dişe diş bir oyun sergilediler. Kısacası tek gol oluşu sizi aldatmasın! Biri Beykoz'dan, üçü İstanbul'dan olmak üzere (gol hariç) üç soluk kesici pozisyonu da içeren doksan dakika bol mücadeleli bir futbol izletti dağın yamacına yapılmış olan derme çatma stada teşrif buyuranlara...

twitter.com/alper_kaya
Tümü
 Reklam