Fadıl Kurt 18 yıl profesyonel futbol oynamış, köklü takımlarda forma giymiş; Türkiye Kupası'nda hayli üst turlarda mücadele etmiş bir futbolcu… Ama onu Türk futbolu bu yıl Derince Belediyespor'u 3. Lig'e çıkaran teknik direktör olarak duydu. Sporx adına sorduğumuz sorulara içtenlikle verdiği cevaplar Türk futbolunun en alt kategorilerinin sorunlarına da ayna tutar nitelikte…
- Merhaba Sayın Hocam, öncelikle tebrikler! 3 Lig'e çıktınız... Peki, bu süreç nasıl hasıl oldu bize son sezonunuzu özetler misiniz?
2010 – 2011 sezonun da Derince Belediyespor'da göreve başladığımda Belediye Başkanımız Dr. Aziz Alemdar bana genç bir takım yaratmamı ve hedefin 3 yıl içinde 3. Lig olduğunu söylemişti. Derince Belediyespor yıllarca 3. Lig hedefi peşinde koşmuş, büyük bütçelerle kaliteli futbolculardan oluşturduğu takımlarla yaratılmış o genç kadromuzla katıldık. Başlangıçta takım olgusunu oluşturmak adına büyük sıkıntılar çektik. Neredeyse zamanımızın tamamını takımın gelişimine harcadık. BAL'daki ilk yılımızı bu genç kadro ile geçirdik. Ligi orta sıralarda bitirdik. Sezon sonunda elimizde genç ama tecrübe kazanmış bir iskelet kadro Transfere çok cüzi bir bütçe ayırmıştık ve bu bütçeye uygun futbolcu bulmakta çok zorlandık. Almak istediğimiz futbolcularla bire bir görüşerek, bu oluşumun içinde olmalarının kendilerine kazandıracağı şeylerden bahsettim ve birçoğunu ikna ederek transferlerini gerçekleştirdik. Kulübümüzün gerek tesisleri, futbolcunun ideallerine ulaşabilmesi için önemli bir etkendi.
2011-2012 sezonundaki hedefimizi ilk 5 sırada yer almak olarak belirledik. Mutlak şampiyonluk hedefimiz yoktu. Fikstür belli olduğunda Edirnespor, Büyükçekmecespor, Keşanspor ve İstanbulspor gibi bize şans tanımıyordu. Lige galibiyetle başladık. İlk 4 haftada şampiyonluğun en güçlü adayları arasında kazandık. Şampiyon adayı olarak gösterilen takımları yenmemiz takımımızın kendine olan güveninin artmasına neden oldu. Genç bir takım için bu sonuçlar çok önemliydi. Bu galibiyetlerin vermiş olduğu moral ve sevgi vardı. Başarımızın altında yatan en önemli etken bu arkadaşlık ve sevgi ortamıydı. Mutlak disiplin sezon sonuna kadar taşımayı başardık. Müthiş bir sezon içi istatistik'i grafikle gurubu şampiyon olarak tamamladık. 22 haftalık maratonda sadece 2 kez yenildik.
“LİGDE HİÇ PENALTI KAZANMADIK AMA…”
- Maç tam "Gidiyor" dendiği anda 3-2 mağlupken 120. dakikada maçı çevirdiniz, üstelik üçüncü golünüzü atan futbolcunuz geçen yıl Beyköy forması giyiyordu... O an ne hissettiniz? Penaltılar için bir endişeniz var mıydı?
Rakibimiz Beyköy Belediyespor, güçlü takımların bulunduğu 13. Grup'tan 1. sırada çıkmış dikkat edilmesi gereken bir takımdı. Ancak aynı zamanda dostane ilişkilerimizin de olduğu bir takımdı. Geçen yıl maçın bir Beyköyspor'a gittiği, bir bize geldiği bir maç oldu. Stadyumda müthiş bir ambians vardı. Seyircilerin maça ilgisi ve saha içinde ortaya konan mücadele final maçına yakışır nitelikteydi. Maçın geneline anlamda sezon boyunca yapmadığımız bireysel hataları bu maçta fazlasıyla yaptık. Yediğimiz 3 golden yediğimiz golle de maç uzatmaya gitmişti. Son dakikada golümüzü atıp maçı penaltılara taşıyan oyuncumuz Arif, belki de hayatı boyunca unutamayacağı bir gol attı. Kendisini sezon başında Beyköyspor'dan oynuyorsanız Bu maçın penaltılara kalabileceği düşüncesi ile antrenmanlarımızda penaltı çalışmaları yapmıştık. Ancak 22 şampiyon olan tek takımız. Bu açıdan penaltılarda neler yapabiliriz konusunda endişelerimiz vardı. Çünkü Hele bir de atılacak bu penaltılar 3. Lig'i getirecek penaltılarsa stres ve gerilim daha da artıyordu. Çok şükür ki endişelerimiz yersiz çıktı ve futbolcularım penaltıları gole çevirdi ve 3. Lig'i Derince'ye getirdik.
“BEYKOZ TARAFTARI HER ŞEYİN EN İYİSİNİ HAK EDİYOR”
- Bu sezon, futbolculuk döneminizde formasını giydiğiniz Beykoz'a karşı teknik direktör olarak mücadele ettiniz... Hatta tesadüfe bakın ki fikstürde Beykoz'u takip ediyordunuz! İlk maçta 0-0 berabere kaldınız, ikinci devre 1-0 yenip üç puanı cebe koydunuz. Neler hissettiniz maçlarda?
Evet Beykozspor'da forma giydim. Takım kaptanlığını yaptım. O yıl şampiyonluğa oynamış, ligi 2. sırada bitirmiştik. Çok güzel günlerim geçti. Beykoz tarihi ile taraftarı ile çok önemli bir kulüp. Benim oynadığım dönemde kulübün ekonomik yapısı çok daha iyiydi. Maçlarımızda stadyum tıka basa dolardı. Şu an zor durumda olduklarını üzülerek takip ediyorum. Aynı gurupta yer aldıktan sonra, futbol değişik bir duyguydu. Heyecan ve gurur doluydum. Dostlarımı görüp onlarla sohbet etmek, özlem gidermek çok güzeldi. Lider olarak geldiğimiz ilk maçta 0-0 berabere kaldık. O maç ilk deplasman maçımızdı. Beykoz takımı çok zor şartlarda lige tutunmaya çalışıyordu. Ligin ikinci yarısında ise çok daha güçlenmiş bir Beykozspor takımı vardı. Zaten aldıkları başarılı sonuçlar bunu gösteriyordu. Kendi sahamızda zamanda ekonomik olarak güçlenir ve hak ettiği yere yükselir. O taraftar her şeyin iyisini hak ediyor.
“ALİ SAMİ YEN'E AYAK BASTIĞIM ANI ÖMRÜMCE UNUTAMAM”
- Lüleburgaz, Göztepe, Dardanel, Vanspor, Adana Demir, Karabük, Hacettepe ve Beykoz gibi köklü kulüplerde forma giymiş bir futbolcusunuz... Futbolculuk dönemlerinizde unutamadığınız bazı hadiseler olmuştur illa ki... Bizimle bazılarını paylaşır mısınız?
Ülkemizin güzide kulüplerinde 18 yıl profesyonel olarak futbol oynadım. Birçok tatlı ve hüzünlü anım oldu elbette ki. Bir iki tanesini anlatacak olursam; 1992-1993 sezonun da Dardanelspor'da futbol oynadığım yıllarda 3. Lig'de şampiyonluğumuzu açık ara önde ilan etmiştik. Bir de Türkiye Kupası'nda yolumuza devam ediyorduk. Samsun ve Ankaragücü gibi takımları eleyip çeyrek finale kadar yükselmiştik. Kurada Galatasaray çıkmıştı. Heyecandan kıpır kıpırdık. Televizyonda izlediğimiz o futbolculara karşı oynayacaktık. İstanbul'da Ali Sami Yen Stadı'nın çimlerine ayak bastığım anı ömrümce unutamam. Stadyum hınca hınç doluydu ve yarısından fazlası Çanakkale'den gelmişti. Çok başarılı bir maç oynadık ama 2-0 yenilerek elendik. Ama Türkiye'de ilk kez bir 3. Lig takımı çeyrek final oynamıştı ve o takımın bir sporcusu da bendim. Bir de Vanspor da futbol oynarken 1995-1996 sezonun da Trabzonsporu, Trabzon Avni Aker Stadı'nda 1-0 yendiğimiz maçı unutamam. O maçı kaybeden Trabzonspor büyük bir avantajı yitirmiş ve şampiyonluğu Fenerbahçe'ye kaptırmıştı. 1994 yılında Dardanelspor'la Ankara'da Süper Lig'e yükselme play off finalinde Adana Demirspor'a kaybedişimiz ve Kardemir Karabükspor ile 1999 yılında Süper Lig'den düşüşümüz üzüldüğüm anılarımın arasında yer alır…
- Derince Belediyespor'u çalıştırıyorsunuz ancak kendi adınızı taşıyan futbol okulunuzu Çanakkale'de açtınız geçtiğimiz ay... Niye Çanakkale?
Ben aslen İstanbulluyum, ailem hala İstanbul da ikamet ediyor. 2005 yılında aktif futbol hayatıma nokta koyduktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. 1991-1994 yılları arasında bu şehirde futbol oynamıştım. Şampiyonluklar yaşadığım bu güzel şehirde birçok anım ve birçok dostum vardı. En önemlisi Çanakkale'de sevilip sayılıyordum. Şehrin sakinliği ve güzelliği bana futbol sonrası için ideal bir yaşam alanı sunuyordu. Bu yüzden Çanakkale'ye yerleştim. Futbol okulu projem Derince Belediyespor'a gelmeden önce de vardı. Uygun zaman ve şartların oluşmasını bekledim. Bu projenin başlangıcında ben olacağım ve akademi mezunu antrenör arkadaşlarımızla devam ettireceğiz.
“DARDANELSPOR'DAN 1. LİG'E TRANSFER OLAN İLK FUTBOLCUYUM”
- Bir de hazır o civarlara dalmışken, sizce Türk futbolunun alt yapı fabrikası Çanakkale'nin futbol takımı Dardanel neden çöküşte?
Dardanelspor'dan Türkiye 1. Ligi'ne ilk transfer olan futbolcu benim. Benimle başlayan bu transfer hareketi her geçen yıl sayısı artarak devam etti. Birçok futbolcu Türk futboluna kazandırıldı. O zamanlar kulüpler alt yapılarına çok önem vermiyordu. Dardanelspor bu boşluğu alt yapı yatırımları ile kapattı. Kulüpler kendileri yetiştirmek yerine Dardanelspor'dan yetişen bu genç yetenekleri kadrolarına kattılar. Ancak yıllar ilerledikçe kulüpler de kendi alt yapılarına önemli yatırımlar yapmaya başladılar. Artık her Süper Lig takımının alt yapı tesisleri var. Altyapı imkanları iyileştirildi. Kendi sporcusunu yetiştirir hale geldi. Böyle olunca da Dardanelspor misyonunu tamamlamış oldu. Futbolcu satışı olmayınca çöküş başladı. Şirket takımı havasında yönetilince de taraftar desteği kesildi. Futbolu sadece ticaret olarak görürseniz geleceğiniz nokta da bu olur. Futbolun bir ruhu var, o ruhu da seyirci verir. Dardanelspor şuan da maçlarını 100 kişiye oynayan bir kulüp görünümündedir. 3. Lig de tutunmak için çabalamaktadır.
- Tekrar Derince'ye dönelim... Türkiye'nin sanayi şehri Kocaeli'nin takımı Kocaelispor'la seneye 3. Lig'de karşılaşma ihtimaliniz var... Sizce Kocaelispor neden bu hallere geldi? Tekrar düzelebilir mi?
Kocaeli tam bir futbol şehri aslında. Profesyonel liglerde 5 takımı var. Biz çıkınca takım sayısı 6'ya yükseldi. Birçok da amatör takımı var. Bu takımlarda alt yapılarla birlikte binlerce sporcusu var. Bildiğim kadarıyla Kocaelispor ciddi bir borç batağında. Bu yüzden transfer yasaklısı. Taşıma su ile değirmeni döndürmeye çalışan yöneticilerin kulübün ekonomik imkanlarını çar çur etmeleri neticesinde bugünlere gelinmiş. Günlük başarılar elde etmek uğruna kulübün geleceği ipotek altına alınmış. Oysa ki, Kocaeli inanılmaz bir futbolcu potansiyeline sahip bir şehir. Öncelikle bu imkanlar kullanılmalıydı. Şimdi artık çok geç kalınmış durumda. Umarım düzelir ama bugünkü ekonomik şartlarda bu borç yükü ile düzelmesi zor gibi görünüyor.
- Bölgesel Amatör Lig'e dair bu sezonu baz alarak geniş çerçevede sorunları özetleyebilir misiniz hocam? Sizce amatör lig takımlarının dikkat edilmesi gereken sorunları neler ve çözüm önerileriniz nedir?
BAL'da başlıca sorun, lige katılan takımların maçlarını oynadıkları sahaların yetersizliği. Çoğu sahanın kriterlere uygun olmadığı gerçeği ortada. Tabii ki amatör takım hüviyetinde olan bu takımların kısıtlı bütçelerle bu yatırımları yapmaları çok zor. Futbol federasyonu maçların oynanacağı statları sağlıklı bir ortamda maç oynanabilir hale getirme konusunda çalışma yapmalı. Bu ligde takımlar amatör, ancak amatörlüğe uygun olmayan bir statü ile yönetilmeye çalışılıyor. Yaş, ligden çıkma ve düşme kriterleri kulüpleri her aşamada zorluyor. Mesela ekonomik ve genç bir takım yapıp ligi orta sıralarda bitirme şansınız yok. İl kontenjanından küme düşebiliyorsunuz. Bu durum kulüplerin gençlere şans tanımasını engellediği gibi, ekonomik olarak daha fazla para harcamalarına sebebiyet veriyor. Böyle giderse amatör takımlarımızda ekonomik çıkmazlara gireceklerdir. Kulüpler yönetici bulmakta zorlanacaklar. Çünkü gelirleri yok. 3 Lig'de yaş sınırlaması olduğu için birçok profesyonel futbolcu bu lige yönelmiş durumda.
“BASAMAKLARI BİR BİR ÇIKIYORUM…”
- 3. Lig için hedefleriniz neler? İlk sezondan şampiyonluğu hedefleyecek kadar iddialı ve iddiacı mısınız yoksa daha temkinli ilerlemekten yana mısınız?
17 yıl sonra çıktığımız 3. Lig'de öncelikli hedefimiz kalıcı olmak. Gerçekçi projelerle yolumuza devam edeceğiz. en iyi şekilde değerlendirerek emin adımlarla ilerlemek istiyoruz. Profesyonel ligin zorluklarını biliyoruz. Kulüp olarak öncelikle kurumsal olarak bu profesyonel yapıya hazırlanmalıyız. Şartların tamamı oluştuğunda önemli.
- Gelecek planlarınız neler hocam? Sizi beş yıl sonra nerede görebiliriz mesela?
Başarılı antrenörlük yapıyorum. A lisans antrenörlük diplomam olmasına rağmen, antrenörlüğe en alttan; Süper kategori olan BAL'da antrenörlük yapıyorum. BAL'daki ikinci yılımda şampiyonluk yaşadım. Bu yıl bir üst lig olan 3. Lig'de antrenörlük yapacağım. Kısacası basamakları bir bir çıkıyorum. Bu da bana ayrı daha da geliştiriyorum. 5 yıl sonra nerede olacağımı cenab-ı Allah bilir ama ben inandığım doğrularla gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum.
- Röportaja zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim! Benim soracaklarım bunlar, sizin eklemek istediğiniz şeyler var mı?
Şampiyonluğumuz Derince'ye ve Kocaeli'ne hayırlı olsun.
Röportaj: Alper KAYA
http://twitter.com/alper_kaya
- Merhaba Sayın Hocam, öncelikle tebrikler! 3 Lig'e çıktınız... Peki, bu süreç nasıl hasıl oldu bize son sezonunuzu özetler misiniz?
2010 – 2011 sezonun da Derince Belediyespor'da göreve başladığımda Belediye Başkanımız Dr. Aziz Alemdar bana genç bir takım yaratmamı ve hedefin 3 yıl içinde 3. Lig olduğunu söylemişti. Derince Belediyespor yıllarca 3. Lig hedefi peşinde koşmuş, büyük bütçelerle kaliteli futbolculardan oluşturduğu takımlarla yaratılmış o genç kadromuzla katıldık. Başlangıçta takım olgusunu oluşturmak adına büyük sıkıntılar çektik. Neredeyse zamanımızın tamamını takımın gelişimine harcadık. BAL'daki ilk yılımızı bu genç kadro ile geçirdik. Ligi orta sıralarda bitirdik. Sezon sonunda elimizde genç ama tecrübe kazanmış bir iskelet kadro Transfere çok cüzi bir bütçe ayırmıştık ve bu bütçeye uygun futbolcu bulmakta çok zorlandık. Almak istediğimiz futbolcularla bire bir görüşerek, bu oluşumun içinde olmalarının kendilerine kazandıracağı şeylerden bahsettim ve birçoğunu ikna ederek transferlerini gerçekleştirdik. Kulübümüzün gerek tesisleri, futbolcunun ideallerine ulaşabilmesi için önemli bir etkendi.
2011-2012 sezonundaki hedefimizi ilk 5 sırada yer almak olarak belirledik. Mutlak şampiyonluk hedefimiz yoktu. Fikstür belli olduğunda Edirnespor, Büyükçekmecespor, Keşanspor ve İstanbulspor gibi bize şans tanımıyordu. Lige galibiyetle başladık. İlk 4 haftada şampiyonluğun en güçlü adayları arasında kazandık. Şampiyon adayı olarak gösterilen takımları yenmemiz takımımızın kendine olan güveninin artmasına neden oldu. Genç bir takım için bu sonuçlar çok önemliydi. Bu galibiyetlerin vermiş olduğu moral ve sevgi vardı. Başarımızın altında yatan en önemli etken bu arkadaşlık ve sevgi ortamıydı. Mutlak disiplin sezon sonuna kadar taşımayı başardık. Müthiş bir sezon içi istatistik'i grafikle gurubu şampiyon olarak tamamladık. 22 haftalık maratonda sadece 2 kez yenildik.
“LİGDE HİÇ PENALTI KAZANMADIK AMA…”
- Maç tam "Gidiyor" dendiği anda 3-2 mağlupken 120. dakikada maçı çevirdiniz, üstelik üçüncü golünüzü atan futbolcunuz geçen yıl Beyköy forması giyiyordu... O an ne hissettiniz? Penaltılar için bir endişeniz var mıydı?
Rakibimiz Beyköy Belediyespor, güçlü takımların bulunduğu 13. Grup'tan 1. sırada çıkmış dikkat edilmesi gereken bir takımdı. Ancak aynı zamanda dostane ilişkilerimizin de olduğu bir takımdı. Geçen yıl maçın bir Beyköyspor'a gittiği, bir bize geldiği bir maç oldu. Stadyumda müthiş bir ambians vardı. Seyircilerin maça ilgisi ve saha içinde ortaya konan mücadele final maçına yakışır nitelikteydi. Maçın geneline anlamda sezon boyunca yapmadığımız bireysel hataları bu maçta fazlasıyla yaptık. Yediğimiz 3 golden yediğimiz golle de maç uzatmaya gitmişti. Son dakikada golümüzü atıp maçı penaltılara taşıyan oyuncumuz Arif, belki de hayatı boyunca unutamayacağı bir gol attı. Kendisini sezon başında Beyköyspor'dan oynuyorsanız Bu maçın penaltılara kalabileceği düşüncesi ile antrenmanlarımızda penaltı çalışmaları yapmıştık. Ancak 22 şampiyon olan tek takımız. Bu açıdan penaltılarda neler yapabiliriz konusunda endişelerimiz vardı. Çünkü Hele bir de atılacak bu penaltılar 3. Lig'i getirecek penaltılarsa stres ve gerilim daha da artıyordu. Çok şükür ki endişelerimiz yersiz çıktı ve futbolcularım penaltıları gole çevirdi ve 3. Lig'i Derince'ye getirdik.
“BEYKOZ TARAFTARI HER ŞEYİN EN İYİSİNİ HAK EDİYOR”
- Bu sezon, futbolculuk döneminizde formasını giydiğiniz Beykoz'a karşı teknik direktör olarak mücadele ettiniz... Hatta tesadüfe bakın ki fikstürde Beykoz'u takip ediyordunuz! İlk maçta 0-0 berabere kaldınız, ikinci devre 1-0 yenip üç puanı cebe koydunuz. Neler hissettiniz maçlarda?
Evet Beykozspor'da forma giydim. Takım kaptanlığını yaptım. O yıl şampiyonluğa oynamış, ligi 2. sırada bitirmiştik. Çok güzel günlerim geçti. Beykoz tarihi ile taraftarı ile çok önemli bir kulüp. Benim oynadığım dönemde kulübün ekonomik yapısı çok daha iyiydi. Maçlarımızda stadyum tıka basa dolardı. Şu an zor durumda olduklarını üzülerek takip ediyorum. Aynı gurupta yer aldıktan sonra, futbol değişik bir duyguydu. Heyecan ve gurur doluydum. Dostlarımı görüp onlarla sohbet etmek, özlem gidermek çok güzeldi. Lider olarak geldiğimiz ilk maçta 0-0 berabere kaldık. O maç ilk deplasman maçımızdı. Beykoz takımı çok zor şartlarda lige tutunmaya çalışıyordu. Ligin ikinci yarısında ise çok daha güçlenmiş bir Beykozspor takımı vardı. Zaten aldıkları başarılı sonuçlar bunu gösteriyordu. Kendi sahamızda zamanda ekonomik olarak güçlenir ve hak ettiği yere yükselir. O taraftar her şeyin iyisini hak ediyor.
“ALİ SAMİ YEN'E AYAK BASTIĞIM ANI ÖMRÜMCE UNUTAMAM”
- Lüleburgaz, Göztepe, Dardanel, Vanspor, Adana Demir, Karabük, Hacettepe ve Beykoz gibi köklü kulüplerde forma giymiş bir futbolcusunuz... Futbolculuk dönemlerinizde unutamadığınız bazı hadiseler olmuştur illa ki... Bizimle bazılarını paylaşır mısınız?
Ülkemizin güzide kulüplerinde 18 yıl profesyonel olarak futbol oynadım. Birçok tatlı ve hüzünlü anım oldu elbette ki. Bir iki tanesini anlatacak olursam; 1992-1993 sezonun da Dardanelspor'da futbol oynadığım yıllarda 3. Lig'de şampiyonluğumuzu açık ara önde ilan etmiştik. Bir de Türkiye Kupası'nda yolumuza devam ediyorduk. Samsun ve Ankaragücü gibi takımları eleyip çeyrek finale kadar yükselmiştik. Kurada Galatasaray çıkmıştı. Heyecandan kıpır kıpırdık. Televizyonda izlediğimiz o futbolculara karşı oynayacaktık. İstanbul'da Ali Sami Yen Stadı'nın çimlerine ayak bastığım anı ömrümce unutamam. Stadyum hınca hınç doluydu ve yarısından fazlası Çanakkale'den gelmişti. Çok başarılı bir maç oynadık ama 2-0 yenilerek elendik. Ama Türkiye'de ilk kez bir 3. Lig takımı çeyrek final oynamıştı ve o takımın bir sporcusu da bendim. Bir de Vanspor da futbol oynarken 1995-1996 sezonun da Trabzonsporu, Trabzon Avni Aker Stadı'nda 1-0 yendiğimiz maçı unutamam. O maçı kaybeden Trabzonspor büyük bir avantajı yitirmiş ve şampiyonluğu Fenerbahçe'ye kaptırmıştı. 1994 yılında Dardanelspor'la Ankara'da Süper Lig'e yükselme play off finalinde Adana Demirspor'a kaybedişimiz ve Kardemir Karabükspor ile 1999 yılında Süper Lig'den düşüşümüz üzüldüğüm anılarımın arasında yer alır…
- Derince Belediyespor'u çalıştırıyorsunuz ancak kendi adınızı taşıyan futbol okulunuzu Çanakkale'de açtınız geçtiğimiz ay... Niye Çanakkale?
Ben aslen İstanbulluyum, ailem hala İstanbul da ikamet ediyor. 2005 yılında aktif futbol hayatıma nokta koyduktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. 1991-1994 yılları arasında bu şehirde futbol oynamıştım. Şampiyonluklar yaşadığım bu güzel şehirde birçok anım ve birçok dostum vardı. En önemlisi Çanakkale'de sevilip sayılıyordum. Şehrin sakinliği ve güzelliği bana futbol sonrası için ideal bir yaşam alanı sunuyordu. Bu yüzden Çanakkale'ye yerleştim. Futbol okulu projem Derince Belediyespor'a gelmeden önce de vardı. Uygun zaman ve şartların oluşmasını bekledim. Bu projenin başlangıcında ben olacağım ve akademi mezunu antrenör arkadaşlarımızla devam ettireceğiz.
“DARDANELSPOR'DAN 1. LİG'E TRANSFER OLAN İLK FUTBOLCUYUM”
- Bir de hazır o civarlara dalmışken, sizce Türk futbolunun alt yapı fabrikası Çanakkale'nin futbol takımı Dardanel neden çöküşte?
Dardanelspor'dan Türkiye 1. Ligi'ne ilk transfer olan futbolcu benim. Benimle başlayan bu transfer hareketi her geçen yıl sayısı artarak devam etti. Birçok futbolcu Türk futboluna kazandırıldı. O zamanlar kulüpler alt yapılarına çok önem vermiyordu. Dardanelspor bu boşluğu alt yapı yatırımları ile kapattı. Kulüpler kendileri yetiştirmek yerine Dardanelspor'dan yetişen bu genç yetenekleri kadrolarına kattılar. Ancak yıllar ilerledikçe kulüpler de kendi alt yapılarına önemli yatırımlar yapmaya başladılar. Artık her Süper Lig takımının alt yapı tesisleri var. Altyapı imkanları iyileştirildi. Kendi sporcusunu yetiştirir hale geldi. Böyle olunca da Dardanelspor misyonunu tamamlamış oldu. Futbolcu satışı olmayınca çöküş başladı. Şirket takımı havasında yönetilince de taraftar desteği kesildi. Futbolu sadece ticaret olarak görürseniz geleceğiniz nokta da bu olur. Futbolun bir ruhu var, o ruhu da seyirci verir. Dardanelspor şuan da maçlarını 100 kişiye oynayan bir kulüp görünümündedir. 3. Lig de tutunmak için çabalamaktadır.
- Tekrar Derince'ye dönelim... Türkiye'nin sanayi şehri Kocaeli'nin takımı Kocaelispor'la seneye 3. Lig'de karşılaşma ihtimaliniz var... Sizce Kocaelispor neden bu hallere geldi? Tekrar düzelebilir mi?
Kocaeli tam bir futbol şehri aslında. Profesyonel liglerde 5 takımı var. Biz çıkınca takım sayısı 6'ya yükseldi. Birçok da amatör takımı var. Bu takımlarda alt yapılarla birlikte binlerce sporcusu var. Bildiğim kadarıyla Kocaelispor ciddi bir borç batağında. Bu yüzden transfer yasaklısı. Taşıma su ile değirmeni döndürmeye çalışan yöneticilerin kulübün ekonomik imkanlarını çar çur etmeleri neticesinde bugünlere gelinmiş. Günlük başarılar elde etmek uğruna kulübün geleceği ipotek altına alınmış. Oysa ki, Kocaeli inanılmaz bir futbolcu potansiyeline sahip bir şehir. Öncelikle bu imkanlar kullanılmalıydı. Şimdi artık çok geç kalınmış durumda. Umarım düzelir ama bugünkü ekonomik şartlarda bu borç yükü ile düzelmesi zor gibi görünüyor.
- Bölgesel Amatör Lig'e dair bu sezonu baz alarak geniş çerçevede sorunları özetleyebilir misiniz hocam? Sizce amatör lig takımlarının dikkat edilmesi gereken sorunları neler ve çözüm önerileriniz nedir?
BAL'da başlıca sorun, lige katılan takımların maçlarını oynadıkları sahaların yetersizliği. Çoğu sahanın kriterlere uygun olmadığı gerçeği ortada. Tabii ki amatör takım hüviyetinde olan bu takımların kısıtlı bütçelerle bu yatırımları yapmaları çok zor. Futbol federasyonu maçların oynanacağı statları sağlıklı bir ortamda maç oynanabilir hale getirme konusunda çalışma yapmalı. Bu ligde takımlar amatör, ancak amatörlüğe uygun olmayan bir statü ile yönetilmeye çalışılıyor. Yaş, ligden çıkma ve düşme kriterleri kulüpleri her aşamada zorluyor. Mesela ekonomik ve genç bir takım yapıp ligi orta sıralarda bitirme şansınız yok. İl kontenjanından küme düşebiliyorsunuz. Bu durum kulüplerin gençlere şans tanımasını engellediği gibi, ekonomik olarak daha fazla para harcamalarına sebebiyet veriyor. Böyle giderse amatör takımlarımızda ekonomik çıkmazlara gireceklerdir. Kulüpler yönetici bulmakta zorlanacaklar. Çünkü gelirleri yok. 3 Lig'de yaş sınırlaması olduğu için birçok profesyonel futbolcu bu lige yönelmiş durumda.
“BASAMAKLARI BİR BİR ÇIKIYORUM…”
- 3. Lig için hedefleriniz neler? İlk sezondan şampiyonluğu hedefleyecek kadar iddialı ve iddiacı mısınız yoksa daha temkinli ilerlemekten yana mısınız?
17 yıl sonra çıktığımız 3. Lig'de öncelikli hedefimiz kalıcı olmak. Gerçekçi projelerle yolumuza devam edeceğiz. en iyi şekilde değerlendirerek emin adımlarla ilerlemek istiyoruz. Profesyonel ligin zorluklarını biliyoruz. Kulüp olarak öncelikle kurumsal olarak bu profesyonel yapıya hazırlanmalıyız. Şartların tamamı oluştuğunda önemli.
- Gelecek planlarınız neler hocam? Sizi beş yıl sonra nerede görebiliriz mesela?
Başarılı antrenörlük yapıyorum. A lisans antrenörlük diplomam olmasına rağmen, antrenörlüğe en alttan; Süper kategori olan BAL'da antrenörlük yapıyorum. BAL'daki ikinci yılımda şampiyonluk yaşadım. Bu yıl bir üst lig olan 3. Lig'de antrenörlük yapacağım. Kısacası basamakları bir bir çıkıyorum. Bu da bana ayrı daha da geliştiriyorum. 5 yıl sonra nerede olacağımı cenab-ı Allah bilir ama ben inandığım doğrularla gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum.
- Röportaja zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim! Benim soracaklarım bunlar, sizin eklemek istediğiniz şeyler var mı?
Şampiyonluğumuz Derince'ye ve Kocaeli'ne hayırlı olsun.
Röportaj: Alper KAYA
http://twitter.com/alper_kaya