"Neden gönderildiğimi bilmiyorum"

Süper Lig'de çeşitli takımlarda boy gösteren savunma oyuncusu Ümit Bozkurt, Sporx.com yazarlarından Alper Kaya'nın sorularını yanıtladı.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Neden gönderildiğimi bilmiyorum'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
12 Aralık 2011 11:59
Ümit Bozkurt... Anadolu futbolunu sevenlerin adını çok iyi bildiği son dönem kaliteli savunma oyuncularından; Ankara Demirspor çıkışlı futbolcu. Gençlerbirliği'nde Luc Nilis'in yerine yardımcılığa getirildiği haberine mukabil, takımdan ayrıldığı haberi de tez gelince merak edip kendisine sorularımızı twitter aracılığı ile iletişime geçip internet üzerinden yönelttik. Ama gördük ki; Gençlerbirliği macerasına dair, onun da bilgisi bizden fazla değil!

Şaşırdınız değil mi? En iyisi baştan başlayalım...

- Merhaba! Ümit Bozkurt adını futbolseverler iyi biliyordur. Kısaca özetlersek: Ankara Demirspor, Denizlispor, Beşiktaş, Gençlerbirliği, Konyaspor, Manisaspor, Hacettepe, Diyarbakırspor ve Ordu... Aktif futbol yaşantın kağıt üzerinde bu kadar. Sana oynadığın takımların kattığı değerleri bir bir saymanı istesek?
“Merhabalar... Genel anlamda futbol benim hayatımı şekillendirdi diyebilirim... Disiplin, direnç, mücadele, sevgi, saygı, irade gibi karakteristik özellikler futbolun kazandırabildikleri arasındadır... Oynadığım takımları ise şöyle değerlendirebilirim.

Ankara Demirspor: Profesyonellik duygularımın oluştuğu, aşık olduğum oyunun işim olmasına sebep oldu; çalışma değerini burada kazanmaya başladım...

Denizlispor: Futbolcu olduğumu anladığım, takım ruhu olgusunun pekiştiği ve başarının tadını aldığım bir takımdı... Paylaşmak, azim, mücadele, kaptanlıktan oluşan takım sorumluluğu kazandığım değerlerdi.

Beşiktaş: Çocukluk hayalimdi... Sevgiden de öteydi; tutkuydu... Çok saf duygularla geldim. Şöhreti, saygıyı, güveni sağladı bana. Zirvede nelerle karşılaşabileceğimi anladım. Şampiyonlar Ligi'ni gördüm ve de çocuklarımın gururla anlatacağı, Barcelona'yı yenme başarısında sahada olma ayrıcalığı yaşattı BJK.

Gençlerbirliği: Tam da verimli zamanımda geldim... Şampiyonluk mücadelesinin bu takımlarda da verilebileceğini gösterdik. Umut aşılama imkanımız oldu arkadaşlara. Başarı, gurur, gerçek takım ruhu ve birçok dost kazandırdı.

Konyaspor: Transferim çok saygınca oldu, saygı görmek güzeldir. Ama gidiş şeklim ilk defa benim değerlerime uymayacak şekilde olmuştu, hayal kırıklığına karşı "duruş"u öğrendim.

Manisaspor: Kendime güven, sevgi, tecrübemi aktarabildiğim yıllardı... Tecrübeyi gençlere aktarabilmek ve onlara faydalı olabilmek duygusu çok etkileyicidir..

Diyarbakırspor: Türk futbolunun acı gerçeğini, 'nasıl kötü yönetilir'i gördüm; futbolcu olarak cefayı gördüm, bir futbolcu topluluğunun çırpınışını gördüm.

Orduspor: Sabır kattı, irademi sağlamlaştırdı; gençlerle bağımı artırdı.”

- Birlikte çalıştığın teknik direktörler arasından kimler sende iz bıraktı?
“Hepsi bir şeyler kattı; bazılarından iyiyi, bazılarından hatayı gördüm... Ersun Yanal'dan çok kazanımlarım oldu çünkü onunla çok çalıştık. Ama en önemli ve değerlisi babamdır. Küçüklüğümde kıt imkanlarıyla bana futbolu sevdirmek ve geliştirmek için çok emek sarf etti.”

- Müdafaa oyuncusu olmanın şüphesiz en zor tarafı sahada rakibin 10 oyuncusuyla birden mücadele etmek zorunda olmak? Süper Lig için konuşursak, seni en çok zorlayan forvetler kimlerdi?
“Güçlü olduğum zaman inanın hiçbir oyuncudan çekinmiyordum... Ama fizik üstünlüğü açısından Hakan Şükür'le mücadele etmek her zaman zordu.”

- El Saka ile çoğu kez aynı takımda mevkidaş oldunuz. Sanıyorum hala görüşüyorsunuzdur? Saha dışında diyaloğunuz nasıldı?

“O benim kardeşimdir! Çok emek sarf ettik Denizli'de ve Gençler'de. Halen görüşüyorum ve ülkelerinin zor durumundan dolayı üzülüyor ve devamlı bilgi alıyorum.”

- Maç esnasında sadece birbirinizin anlayabileceği, senin tabirinle "akıl oyunları" minvalinde taktikleriniz olduğu söylenegelirdi... Bize örnek verebilir misin bu tarz taktiklere?
“Biz Saka ile aynı anda aynı şeyi düşünebilirdik yani aslında tek kişiydik diyebilirim! Örnek verecek olursam; oyunu devamlı ileride kurduğumuz için kontra pozisyonlarda rakibi çok ofsaytta düşürür ve bunu Saka'nın kızı 'Aya'nın adını kullanarak yapardık... 'Çık' yerine 'Aya'...

Rakip tek forvet oynuyorsa birimiz önüne geçmesini bilir ve diğerimiz de kademede kalarak onu eritirdik... Ve daha birçok ortak akıl ile başarılı olur, zevk alır, maçtan sonra da bunu paylaşır ve eğlenirdik.”

- Ankara kulüplerini çok sevdiğin izlenimine kapılıyorum... Bu sevginin sebebi ne? Hangi Ankara kulübünde oynamak daha keyifliydi senin için?
“Bana kalırsa sadece Gençler'de oynadım zira Hacettepe de Gençler'indir zaten... Ankara futbolu marka olamadı; tamamen yöneticilerin hatası ve vizyonsuzluğudur bu durum.”

- Ankaragücü neden bu halde ve nasıl kurtulur sence?
“Ankaragücü'nde her zaman heyecan ve coşku hakimdir ama hiçbir zaman homojen bir yapısı olamamıştır... Ankaragücü'nün bu sene düşeceğini ama bunun kendileri ve gelecekleri açısından hayırlı olacağını düşünüyorum... Sakin, saygın, herkesin benimseyeceği, Ankara futboluna hırsları için değil Ankaralılara hizmet için gelebilecek yönetim takımı kurtarır.”

- Futbolculuğu bitirdin ve Gençlerbirliği'nde yardımcılığa getirildin. Ama sonra bir anda ayrıldın/bıraktın... Süreci tam olarak senden dinlesek çok daha sağlıklı olacak...
“Çok üzüldüm desem yeridir! Burada başlayıp gençlere ve Gençlerbirliği'ne hizmet verebileceğim bir yer olarak görüyordum... Ve bir de Fuat ve İlhan Başkan'ın istemesine rağmen neden engellendim belki hiç öğrenemeyeceğim...”

- Fuat Çapa'nın futbol anlayışını ve taktiklerini nasıl buluyorsun? Sence takımla tam olarak kaynaşabildi mi?
“Fuat Hocayla çalışmamama rağmen taktiksel felsefesinin pas akışının olduğu; sakin ve kararlı bir takım oluşturmak olduğunu söyleyebilirim... BJK maçının ikinci yarısından itibaren takım ile daha da bütünleşmeye başladığını gözlemliyorum.”

- Gençlerbirliği'ni futbolcular, teknik heyet ve yönetim kanadı olmak üzere üç aşamada değerlendirmeni istesek, nasıl bir takım sence?
“Futbolcular, gelişmeye devam edebilecek, takım oyununa müsait, yetenekleri sınırlı. Teknik heyet ise istekli ve hedefli. Yönetime gelince… Başkan yaşlandı, sistem zayıfladı, başkana yardım edecek vizyon göremiyorum”

- Aktif futbolculuk döneminde şikenin kokusunu aldığın oldu mu hiç? Son dönemde yaşananları biliyorsun. Eskiden hiç mi yoktu da şimdi gündeme geliyor; ne dersin, neden şimdi konuşuyoruz bunları?
“Şikenin kokusunu inanın hiç almadım. Teşvik farklıydı ama boğazımdan geçmedi. Eskiden daha fazlaydı belki, ama bugün insanlar daha fazla sorgulamak istiyor her şeyi. Tüm dünyada olduğu gibi insanlar haklarını daha da fazla istemeye başladı... Bundan futbol da payını alacak ve bence gelişmelere gebe olacak günümüzdeki olaylar.”

- Son olarak, milli takım ve Abdullah Avcı? Nasıl bir hal alır sence bu ilişki?
“Abdullah Hoca kesinlikle öncelikle 'milli ekol' oluşturmalı, yapacağı en önemli gelişme bu olur. Ve zaten daha sonra başarı buna bağlı olarak gelir.”

- Çok teşekkürler... Twitter'da da yazdığın gibi futbolun adaleti "umarım" vardır ve payına düşeni alırsın...

“Ben teşekkür ederim!”

 
Röportaj: Alper KAYA
http://twitter.com/alper_kaya
Tümü
 Reklam