Tümer Metin: "Bu kadro hayal ettirmez"

Beşiktaş açısından haftaya Galatasaray ile oynayacak olmak bir avantajdır. Bu kayıptan sonra haftaya biriyle oynamak istesem, derbi oynamayı tercih ederim. Derbideki kredini yemiş bulundun ama belki de seni ileri itebilecek, basıp sıçratabilecek, sıçramak için 2 adım geriye gelmek gerekir. Belki de, o sıçramayı sağlayacak maç bir derbi olsa gerek.

Beşiktaş'ta bir genel değerlendirme yapmak gerekiyor. Hafta sekiz. Abdullah Avcı'nın yüzde 100 verim aldığı bir Edin Visca, Elia, Mahmut. Bu oyuncuların performans aralıkları 8 ila 10 barem aşağı gelir. Yüzde 90'a gelir. Visca, yüzde 80'le oynamaz sezonu. Bütün sezonu 85-90'la oynar. Mahmut, Epureanu, Emre Belözoğlu öyle. Şimdi bütün bu oyuncularla uzun seneler vakit geçirip başka bir takıma gidince, elinizdeki mevcut oyuncularla yaklaşımınız böyle oluyorsa ve gelen oyuncuları tanımıyorsanız sıkıntı başlamış demektir.

Neden? Maçı izlerken, kafamda maçı kurgularken, maçın kadrosunu görünce çok gollü geçebileceğini düşünmedim. Kısır geçer diye düşündüm. Atiba ile Elnenyli orta saha, sana neyi hayal ettirir? Pozisyon vermezsin, tutarsın, direnen bir orta sahadır, rakibin gelmesini engelleyebilir. Hücumda ne kadar? Girer mi Elneny ceza alanına, girmez. Atiba, duran top dışında girmez.

Güvenli Lensli iki kenar... Görünüşte Güven ile çift forvet getirdiğin dakika, etkili olabilir. Fakat, yapmıyor. Lens, vakti zamanında Quaresma mı Lens mi diye konuşurken, Lens'ten yana kullanmıştım oyumu. Fenerbahçe'de oynayan, o ilk senesindeki Lens'ten yana. Quaresma'dan şimdi herkesin önünde özür diliyorum. Ben bir hata yapmışım. o görüntü beni yanıltmış. Onun üstüne hiçbir zaman çıkamadı.

Bugün çok iyi oynayabilir Lens ve Beşiktaş, Ankara'dan galip dönebilir. Sezon performansı aynı şekilde oynar mı, bir Visca performansı alabilir misin? Belki alabilirsin ama şu ana kadar almadığın garanti. Güven'den alamazsın.

Bakıyorum kadroya. Beni bir tek Burak heyecalandırıyor. Burak atacak da, sen de iyi savunacaksın da, Ankara'dan 3 puanla döneceksin. Ya da o gün Güven, hatırladığım Sivas'taki, Rize'deki gibi 2-3 gol atacak da, Ankara'dan galip döneceksin. İstikrar? Devamlılık?

Başakşehir'de izlediğim Abdullah Avcı. Ne oynaması gerektiğini bilen, oynadığı oyuna aşina, artık ezberden, kas hafızasından oynayan bir takım. Şimdi Caner'i içeri atıyorsun, Caner'den alırsın. İlk yarı Douglas'ı içeri atayım dedin, bir önliberoyu aldın. Douglas, kayboluyor içeride. Atiba, gündemimize geldiği günden bu yana aynı performansla geliyor. Bu güven aralığındaki oyuncuya ihtiyaç var. Abdullah Hoca'nın içeride yaşadığı sıkıntı bu. 8 haftanın 4-5'inde Tyler Boyd ile oynadın. Bugün maç 0-0 gidiyor. 8 haftanın 7'sini Ljajic ile oynadın. Maç 0-0 gidiyor. Onları oyuna alıyorsun. Tyler Boyd'u oyuna bile almıyorsun, tercih etmiyorsun.

Tyler Boyd'u kenarda görünce bir beklentin olabilir ama 7 haftalık performansı o karşılığı vermedi. Muhtemelen Abdullah Avcı da böyle düşündü. Çok iyi kadroda Ljajic'ten bazı şeyler bekleyebilirsin ama bu kadroda Ljajic'i 1 numara yazacaksın. Yüzde 100 bir kadron vardır, her şey doğru yapılır da Ljajic orada eksik kalmıştır. Oyunu da başka bir seviyeye çekmene yardım etmemiştir, bu dile gelebilir. Fakat, bu kadroda Ljajic'i gözü kapalı yazarım. Diğer 10 kişiyi arkasına yazarım.

Oyuna girenlere bakalım. Maç 0-0. Sedat Ağçay atıldıktan sonra. Zaten, 11'e 11 oynanan oyunda yüzde 100 baskı kuramamışsın, pozisyon zenginliği yaşamamışsın, çok zengin de bir yelpazen yok. Bu nasıl kaçar dediğin yok 11'e 11'de. O baskı yine yokken iki tane pozisyon buldun. Biri Diaby. 11'e 10'ken amacın bu pozisyonu bulmaksa artık aması maması yok. Çat ayak içi, yüzde 100. Çat! Titrek, korkak, acaba kaçıracak mıyım vuruşu değil. Tereddütle vurdu. Onu hissettim ben.

Öbür taraftan, çok eleştiri baltamı sallaya sallaya gitmem genç oyunculara ama genç oyuncu da kredisinin ne kadar olduğunu bilmek zorunda. Genç oyuncu da fırsat geldiğinde doğru değerlendirmek zorunda. Umut Nayır, oyuna giriyorsun, pırıl pırıl gencecik çocuk. Tanımam etmem. İzlediğimi anlatıyorum. Maç 0-0, rakip 10 kişi. 90'da pozisyon yakalıyorsun. Orijini santrfor ya, böyle anıyoruz ya, olası gol ümidi diye alınıyor ya, şunu yapsa anlayacağım. Ljajic'in attığı topta bir santrfor melekelerini gösterse, stoper vursa ve gidemese gereğini yaptı diyeceğim. Adama dayarsın arkanı, yüzde 100 bir uzun dürtersin topu. Dakika 90'dır, stoper de kırmızıyı göze alır, sana vurur ve düşersin. Doğru yaptı ama gidemedi çocuk derim. Hem uzaklaşarak alıyorsun, hem de yakaladığın en kıymetli pozisyonu manasız bir vuruşla dışarı atıyorsun.

Şans, şans, şans. Şans göreceli bir şey. Kimileri çok inanır, kimileri hazırlıklı olmaya inanır. Şans gelir, hazırlıklı olmak önemlidir. Bundan daha iyi şans gelmez bu şartlar altında. Diaby'e gelenden daha iyisi gelmez.

Eleştirelim Abdullah Hoca'yı. Nasıl eleştireceğiz? Bildiğini oynatmakta ısrar ediyor diye mi? O bildiği için, doğru oynattığı için tercih edildi zaten. Ben şunu söyledim geçen hafta. Gittikçe makas açılıyor. Beşiktaş'ın bu kadrosu hayal ettirmez. Bu kadro 6 maç üst üste kazanmaz. Bu kadro senin bildiğin, gözü kapalı yaptığın, ezbere bildiğin oyunu oynamaz. Çünkü, bu kadronun en temel sorunlarından bir tanesi, performans eşiği çok dalgalı olan oyuncuların fazlalığı. Türkiye'nin gelmiş geçmiş, son dönemde yetiştirdiği en önemli golcülerinden birinden bahsediyoruz. Burak tabelada yoksa, oyunda da yok zaten.