Fanatik gazetesi köşe yazarı Mehmet Demirkol, Galatasaray'ın Eskişehirspor'a deplasmanda 4-3 mağlup olduğu maçı köşesinde değerlendirdi.
Galatasaray şampiyonluk potasında olsa ve yine Sneijder-Selçuk ikilisi takımda olmasa, aynı kadroyla bu kadar düşük performansta kalmazdı. Sarı-Kırmızılılar’ın diğer büyüklerde olduğu gibi performans açısından belirleyici olan iddiası...
Garip bir şekilde en fazla da Muslera’dan gözlemleyebiliyoruz bunu. Neredeyse takımın inançmetresi Uruguaylı... Takım maçı istediği zaman, kötü de oynasalar Muslera direnç noktasını oluşturuyor. Ama zaman zaman iyi de oynansa (2. yarının başında olduğu gibi) eğer takımda bir amaç eksikliği varsa Muslera sıradanlığın da altına iniyor.
Bunu Prandelli döneminde de yaşamıştık. Bir ayda 3 kez 4 gol yemişti. Ardından Hamza hoca göreve gelip takım inanınca Muslera’nın yeniden maç kurtaran adama dönüşmesini de yaşadık hep birlikte. Aynı sezonda iki ayrı takım refleksine iki zıt reaksiyon gösterdi Muslera.
Bilal’ın fevkalade golünden sonra oyun tutmaya çok uygun bir 11 ve rakibe rağmen hiç topa sahip olamamak, oyunu tutamamak skoru koruma güdüsüyle geri yaslanmak olarak algılanmamalı.
Derbi ertelendikten sonra 15 gündür başka bir hocayla çalışan bir takımın bu kadar konsantrasyondan uzak kalışını böyle anlatamayız. Hem de ligin dibinde olmasının tek sebebi çıkarken kaybettikleri toplar olan Es Es karşısında.
Sıkı sert bir orta sahası olmayan Galatasaray’ın bu tip bir oyunda mutlak orta sahaya iyi yerleşmesi gerekiyordu. Fakat yaslandılar. Bu bir teknik heyet zaafı değil. Bu tamamen oyuncularla alakalı.
Kaan’ı tebrik etmek lazım Eskişehir’in bu duruma verdiği cevap önemli. Özellikle kendi sol kanatlarını bütün rakip hoca hamlelerine rağmen çok iyi kullandılar. Kaan’ı ekstra oyunu için ayrıca tebrik etmek lazım. Rakibin de yardımıyla kendi standartlarının ötesine çıkmayı başardılar.